2 Şubat 2011 Çarşamba

Beşiktaş'ın 2011 Ocak Ayı Transferleri


Transferleri genel bir çerçevede değerlendirmek için transfer döneminin sona ermesini bekledim. Şimdi kısa kısa gelen giden tablosunun değerlendirmesine geçmek istiyorum.

Gelenler: Manuel Henriques Tavares Fernandes (Valencia-Kiralık), Hugo Miguel Pereira de Almeida (Werder Bremen), Simao Pedro Fonseca Sabrosa (Atletico Madrid), Güven Gürsoy (Malatyaspor)

Gelenlerin heyecan yaratmasının başlıca nedeni Simao Sabrosa. Geçen yıl G.Saray - A.Madrid maçını izlerken antrenmanda topla yaptığı hareketlerden sonra "keşke bizde oynasa" diye içimden geçirdiğim adam 10 ay sonra siyah beyazlı formayı giydi. Eski Açık'ı dolduran Galatasaraylıların arasına Beşiktaşlı olarak girme cesareti gösterenlerin bir dileği kabul oluyormuş bunu da tecrübe etmiş oldum. Artık eski açık kalmadığı için bu metafizik çareye önümüzdeki yıllarda başvurma şansım da kalmamış oldu. Simao ile ilgili bu kadar boş laf sarf etmemin nedeni ise kendisi hakkında blogda yayınladığım söyleşi. Onunla ilgili ciddi bir şeyler okumak isteyenler linki kullansınlar. Bu transferin Beşiktaş'a katkısı ise uzun yıllardan sonra iki gerçek kanat oyuncusuna kavuşması oldu.

Bobo'yu oldukça seven ve ona güvenen taraftarların aklı Bobo'nun biten kontratı nedeniyle Almeida transferine tamamen olumlu yaklaşamadı. Oynadığı oyun tatmin edici olsa da Bobo'nun üzerindeki soru işaretleri kaybolmadan gönül rahatlığıyla Almeida'yı seyredemeyeceğiz.

Manuel Fernandes'in 8 milyon euro'luk satış opsiyonu kendisine uzun vadeli bir transfer gözüyle bakmamızı engelliyor. Sanıyorum bu edere ulaşabilmek için 2009'da Fabian Ernst'in gösterdiği yarım sezonluk performansın bir benzerine imza atması gerekiyor. Konuyla ilgili yorumunuza Tabata diyerek başlamazsanız sevinirim.

U-16 ve U-17 kategorilerinde 5 kez milli takım forması giyen Güven Gürsoy ile ilgili herhangi bir yorum yapamayacağım için darılmayın.


Gidenler: Tomas Zapotocny (Sparta Prag), Filip Holosko (İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Kiralık), Michael Fink (Borussia Mönchengladbach-Kiralık), Fatih Tekke (Ankaragücü), Yusuf Şimşek (Kayseri Erciyesspor), Rodrigo Barbosa Tabata (Al-Rayyan-Kiralık), Ali Kuçik (Bucaspor-Kiralık)

Beni transfer dönemlerinde daha çok düşündüren gidenler tarafıdır genellikle. Ne de olsa iyi kötü paylaştığınız anılarınız vardır giden isimlerle. Takımın formasını imza törenlerinde olduğu gibi eğreti şekilde giymemiştir onlar. Yaptıkları, yapamadıkları aklımızdadır hala. Yusuf Şimşek'in Galatasaray'a attığı şampiyonluk golü ve yarım sezonda efsane olduğunu unutmak, Manchester United maçında 2 metre önündeki topa koşarken zorlandığını unutmaktan daha zor gelir taraftara. Yine Zapo'nun şampiyonluk kutlamasındaki neşeli tavırlarını, Bursa formasıyla İnönü'de attığı galibiyet golünü hatırlamaya tercih ederiz. Holosko'yu, saç baş yoldurduğu onca maça karşın gollerden sonraki gülümsemesiyle hatırlarız. Bu nedenle adının gidenlerde yazmasına canımız sıkılır.

Michael Fink, İstanbul'da kupa sevinci yaşayamadı belki; ama İbrahim Üzülmez'in ortasına gelişine yaptığı vuruşla gönüllere girmeyi başardı. Ali Kuçik bile Antalya'da Antep'e attığı golle iyi kötü bir anıya sahip oldu. Tabata bonservis bedeli dışında hatırlanacak bir şey bırakamazken, Fatih Tekke "hoca bana taktı yae" diyen lise öğrencisi edasıyla aramızdan ayrıldı.

Hiç yorum yok: