1 Mart 2012 Perşembe

A Milli Takım: Yeniler ve Eskiler


2012 hayallerine veda ettikten sonra Abdullah Avcı ile yeni bir dönemi başlatan milli takım, ilk hazırlık maçında Slovakya karşısındaydı. Hiddink'in kadroda bir yıldır değişim için çabalaması yeterli gelmemiş olacak ki, kasım ayında kurulan 21 yaş altı ve A2 milli takım kadrolarından yapılan takviye ile, bu maç için yeni bir kadro oluşturuldu. Henüz sürecin çok başında olduğumuz için bu maç için havuz güncellemesi yapmamaya karar verdim. Euro 2012 öncesi oynanan maçlarda havuzu baştan kurmak daha faydalı olacaktır, zira bu kadro resmi maçlar için çok da gerçekçi bir seçim gibi görünmüyor. Şimdilik havuza dair bir kaç not vermek yeterli olacaktır.

* Öncelikle, Slovakya maçı için açıklanan aday kadronun kasım ayında açıklanan aday kadrolara göre  dökümünü verelim. Kadrodaki 27 ismin 11'i Hırvatistan maçı için açıklanan kadrodaydı. Kasım ayında A2 kadrosuna alınan 4 ve ümit milli takımdaki 5 isim de üst seviyeye çıkmayı başardı. Son kadroda yer almayan; ancak milli takım havuzunda bulunan Nuri Şahin, Mehmet Ekici, Tunay Torun ve Serdar Kesimal'ın yeniden çağrılmaları da şaşırtıcı değildi.

* Yukarıdaki matematik hesap bize 24'ü veriyor. Geri kalan üç isim üzerine biraz konuşalım. Bu isimlerden ilki, Euro 2008'deki ilk maçımızda sahaya ilk 11'de başlayan ve bizi gelecek için umutlandıran Mevlüt Erdinç. Almanya ve Azerbaycan mağlubiyetlerinin ardından kurulan yeni ekipte şans bulamayan Mevlüt için, bu kısa dönem hızlı bir yükseliş ve düşüşü içinde barındırdı. PSG transferiyle bir anda forması Champs Elysee'de satılmaya başlanmışken, bir yıl içinde yaşanan değişimler onu başkentten uzaklaştırdı. Mevlüt'ün kendini yeniden kanıtlayabilmesi için milli takım yeni bir şans olabilir, zira güvenilir bir santrafor milli takımın yeni dönemdeki en büyük ihtiyacı.

*Kadroya dahil olan bir diğer isim, Almanya'dan yaptığımız son transfer olan Olcay Şahan. Olcay'ın özelinde söyleyebileceklerim yok; ancak Almanya kökenli oyuncularmız yeni dönemin başarı seviyesini belirleyen isimler olacaklar gibi görünüyor. Olcay bu sezonu Bundesliga'da geçiren oyuncularımız içinde en istikrarlı olan isimdi; ama Olcay da dahil olmak üzere Almanya'daki hiçbir oyuncumuz takımlarını değişmez isimleri haline gelemediler. Ömer Toprak, Gökhan Töre, Mehmet Ekici, Tunay Torun ve Real Madrid'e giden Nuri Şahin takımlarının ana parçaları haline gelebilirlerse, milli takım turnuvalara katılacak düzeye gelebilir.

* Kadroya çağrılan son yeni isim ise devre arasında Trabzonspor'a transfer olan Olcan Adın. 2005 yılı, genç takımlar düzeyinde Dünya Şampiyonalarına katılmayı başardığımız son yıldı. Hem U-19 hem de U-17 turnuvalarına katılan takımlarımız içinde, daha sönük bir turnuva oynayan 19 yaş altı takımının Sezer Öztürk ile birlikte dikkat çeken ismi olan Olcan Adın'ın, A milli takımlar düzeyinde potansiyelini göstermek için 7 yıl kadar beklemesi gerekti. Umarız onu beklediğimize değecek bir performansa imza atar.

* Genç turnuvalarından bahsetmişken, Abdullah Avcı'nın kadro seçimine ufak bir olmusuz eleştirim olacak. Necip ve Alper Potuk için A milli takıma çağrılmak büyük bir onur; ancak 3-5 dakika süre alacakları bir karşılaşmayla onurlandırılmaktan daha önemli görevleri ümit milli takımda yürütmekteler. Ümit milli ve genç milli takımların kadrolarını mümkün olduğunca bozmadan devam ettirmek, turnuvalara katılmak için önemli bir etken. Turnuvalarda kazanacakları deneyim ve özgüven de, genç oyuncuları A milli takıma hazırlanmaları için olmazsa olmazlardan birisi. Ümit Milli Takıma, olguınlaşınca a milli takıma alınacak oyunculardan oluşan bir paf takım muamelesi yapmamak gerekir. Bu yıl U-21 şampiyonu olan İspanya'nın yıldızı Juan Mata ve İsviçre'nin yıldızı Shaqiri de bir paf takım seviyesini çoktan aşmış oyuncular olmalarına karşın ümit milli takımlarında oynayarak önemli bir kariyer basamağı oluşturdular. İspanya'nın bu konuya nasıl özen gösterdiğini örnek olarak, 2010 dünya şampiyonu kadro ile ilgili blogda yaptığım bir incelemeye buradan ulaşabilirsiniz.

* İstanbul'da oynanan maçlardaki taraftar desteğinden yakınıp, Anadolu'yu işaret edenler, umarım dün akşam mili takımla alakası olmayan Bursaspor taraftarının performansından memnun kalmıştır. Ya da medya eliyle yarattıkları canavarın ne boyuta geldiğinin farkına varmışlardır.

* Son bir not: "Hazırlık maçı da olsa" anlayışıyla bu maçları ciddiye almayanlar, play-off'ta neden bizim Hırvatistan, İrlanda'nın da Estonya ile oynadığının hesabını bir daha yapsınlar.

Fotoğraf: NTV Spor

Hiç yorum yok: