10 Kasım 2011 Perşembe

A Milli Takım: 11. Adam Kim Olacak


2010 Dünya Kupası'na katılamadıktan sonra yeni hedefimiz Euro 2012 elemelerini geçmekti. Teknik direktör Guus Hiddink ile çıktığımız bu yolculukta zor zahmet de olsa play-off'lara kalmayı başardık. Şimdi sırada, kurada bize çıkmasıyla birlikte bir önceki Avrupa Şampiyonası'nı bizlere yeniden hatırlatan Hırvatistan var. 11 ve 15 Kasım tarihlerini, Semih'in mucizevi golüyle penaltılara taşıdığımız çeyrek final mücadelesinin yanına yeni unutulmaz zaferler eklemek için beklemeye başladık. Maç öncesi değerlendirmeler yaparken bu çağrışımı silmek mümkün olmadığı için de, hem yazıyı o maçtan yola çıkarak kurguladım, hem de o maçın fotoğraflarını kullandım.

Aşağıdaki fotoğrafta milli takımımızın Euro 2008'de Hırvatistan ile oynanan maça çıkan ilk on birimizin fotoğrafını görüyorsunuz. Play-off maçları için açıklanan kadroda o maçın ilk on birinden 5 isim bugünkü kadroda yer almıyorlar. Gökhan Zan'ın sakatlığı nedeniyle kadroya alınmazken, Tuncay o günlerdeki performansından oldukça uzak olduğu; Nihat, Rüştü ve Emre Aşık da futbolu veya milli takımı bıraktıkları için kadroda yer almıyorlar. Ayrıca yedekten gelen 3 isim Uğur Boral, Gökdeniz ve Semih (ki sırf şu sus işareti için kadroya alınabilirdi) de kadroda yer almıyor. Toplamda, Euro 2008'e giden 23 kişilik kadromuzdan yalnızca 10 kişi dün açıklanan aday kadroda yer alıyor. Genel olarak bakıldığında en ciddi kaybın hücum bölgesinde yaşandığı söylenebilir.


2008 kadrosuyla yaptığımız bu karşılaştırma, milli takımımızda büyük bir yenilenmenin yaşandığı izlenimini veriyor. Hiddink'in, özellikle Almanya ve Azerbaycan maçlarında alınan mağlubiyetlerin ardından bir yenilenme hamlesi yaptığını gördük. Euro 2008 kadrosunun üzerine iki ana eklemenin yapıldığı bu yenilenme operasyonunu blogda da takip etmeye çalıştım. İki ana parçanın biri olan Almanya kökenli gurbetçi oyuncuların henüz ilk 11'e dahil olamadıklarını görüyoruz. İleriye dönük olarak, bekler haricinde sağlam bir omurga vaat eden Serdar Kesimal, Ömer Toprak, Mehmet Ekici, Gökhan Töre, Cenk Tosun ve Madridista Nuri Şahin, Hırvatistan maçlarında temel görevleri üstlenen isimler olmayacaklar.

Yenilenme hareketinin ikinci parçasını oluşturan Trabzonspor 2010-11 yılı kadrosunun yerli oyuncuları ise, gurbetçilerin aksine play-off turunda kilit roller üstlenecekler. 8 yıl önce Konfederasyon Kupası'na götürdüğü yeni jenerasyonu, Letonya maçlarında kullanmadığı ve turu geçemediği için görevine son verilen Şenol Güneş'in milli takım seviyesine getirdiği Egemen, Selçuk İnan ve Burak Yılmaz, Euro 2008 kadrosunu çekirdeğine eklenerek Hırvatistan karşısındaki takımımızı oluşturacaklar. (Yine eski bir milli takım teknik direktörü olan Ersun Yanal'ın da Burak Yılmaz haricinde bu isimleri Trabzon'da topladığını ve bu süreci başlattığını hatırlatalım.)


Hiddink döneminde yaşanan değişim hareketini inceledik. Şimdi Hırvatistan maçlarında sahaya sürülmesi muhtemel kadro üzerine kafa yoralım. Hırvatistan maçlarında sahaya çıkacak on ismin, sakatlıklar veya sürpriz taktik değişiklikler olmadığı takdirde, tahmin edilebilir olduğuna inanıyorum. Yukarıdaki resimde gördüğünüz tahmini on birimdeki kaleci ve defans dörtlüsünün değişmesi zor görünüyor. Orta sahada Emre, hücumda da Burak ve Arda'nın pozisyonları değişmeyecektir. Hamit sağ kanatta olduğu takdirde Selçuk inan da ilk 11 başlayacaktır. Sahadaki 11. kişinin kim olacağı ise, bize Hiddink'in kafasındakiler hakkında ipucu verecek. Aşağıda, 11. isim kim olabilir ve bu tercihin maça tesiri nasıl olur sorularına değineceğim.

1) Selçuk Şahin: Hiddink, bir play-off karşılaşması önemindeki Belçika deplasmanında Selçuk'u kullandığı için ilk sıraya onu yazdım. Modriç, Rakitiç ve Mandzukiç gibi isimlerin etkinliklerini kısmak için defansın önünde geniş alanlar bırakmamak ve duran toplarda defanssa yardımcı olmak (belki bir duran topta üstünlük sayısını kaydetmek) adına Selçuk Şahin kullanılabilir. Ancak, Belçika maçının sonlarında top hakimiyetini rakibe bırakmayı kabul eden bir milli takım vardı, bu maçta ise gol yememek kadar gol bulmanın da önemli olduğunu unutmamak gerekiyor.


2) Sabri Sarıoğlu: İlk 11'de Sabri'yi iki şekilde kullanmak mümkün. Sabri ilk olarak, alıştığı bir mevkide, yani Gökhan Gönül'ün önünde sağ kanat olarak maça başlayabilir. Hırvatistan'ın esas sol beki Striniç ve sol stoper Lovren'in sakat oldukları da hesaba katıldığında, bu ikilinin dinamizmi bize aradığımız üstünlüğü getirebileceğini görüyoruz. Sabri'nin bize katacağı bir diğer artı da ön alan presi olacaktır. Hiddink, ikinci bir opsiyon olarak Sabri'yi orta sahada kullanabilir; ancak bu tercih defans ile orta saha arasında Hırvatların iyi kullanacağı geniş bir alan yaratacağı için risk taşıyor.

3) Kazım Kazım: Sabri maddesinde orta sahanın sıkıntılı olduğundan bahsettik. Eğer savunmadan hücuma uzun toplarla çıkma düşüncemiz varsa, Kazım rakibin sıkıntısından yararlanmamızı sağlayacak isim olacaktır. Bu seçenek, eğer Kazım (örneğin Dirk Kuyt gibi) ikinci forvet rolünü üstlenseydi çok daha faydalı olabilirdi; ancak Kazım'ın çizgi oyununu tercih eden yapısı bize ciddi bir avantaj getirmeyebilir.

4) Mehmet Topal: Bire bir mücadelelerde rakibi bozarak topu kazanma konusunda Selçuk Şahin'den daha iyi bir alternatif olan Mehmet Topal; duran toplar ve rakibin şişirdiği uzun topları karşılama konularında mevkidaşının gerisinde kalıyor. Topu oyuna sokma konusunda her iki ismin de zaman zaman sıkıntı yaşadıklarını ekleyelim. Euro 2008'deki Hırvatistan maçına ilk 11'de çıkan Mehmet Topal, forma giydiği takdirde defans önünde alan daraltma görevini üstelenecek. Ne var ki, Hiddink bundan önceki karşılaşmalarda Selçuk Şahin ve hatta Aurelio'yu Mehmet Topal'ın yerine tercih ettiği için ben de ona son sırada yer verdim.


Son olarak cuma günü oynanacak maç üzerine kısa bir değerlendirme yapalım. 2010 Dünya Kupası'nda yer almayan Hırvatistan'ı Euro 2012 elemelerinde de izleme şansı bulamadığım için, yalnızca Hırvat oyuncular hakkındaki genel bilgilerim üzerinden yorum yaptığımı eklemeliyim. Milli takımımızın mevcut sorunlarına yukarıdaki başlıklarda değindim; ancak bir kez daha yazmakta sakınca yok. Milli takımımızın çeşitli sorunları içinde en çok can sıkanlar, rakibin etkili alanlarda top kullanmasını engelleme ve skoru değiştirecek isimlerin azlığı olacaktır. Arda bu seviyede kendini ispatlamış tek gole dönük oyuncumuz olarak görünüyor, Burak'ın ise mutlaka bu maçların baskısından etkilenmeden Trabzonspor'daki performanısını görstermesi gerekiyor. Selçuk - Emre - Hamit - Arda dörtlüsünün, gerektiğinde ceza sahasını kalabalıklaştırmak da dahil olmak üzere, Hırvatistan'ın Rakitiç - Modriç - Srna - Mandzukiç dörtlüsünden beklediklerini gerçekleştirmeleri halinde durumu dengeleme ihtimalimiz var. Sol bek ve sol stoperlerinin sakatlığı bize sağ kanatta yararlanabileceğimiz bir alan yaratabilir. Duran topların maçların sonucuna etki etmesi de ihitmal dahilinde.

12. adam görevindeki İstanbul seyircisinin de maça etki edecek kadar aktif olmalarını bekliyorum. Unutmayalım ki omurgası Euro 2008'de görev alan bu Hırvatistan'ı yenebileceğimizi daha önce gösterdik. Cuma günü de, her şeyden önce o maçta olduğu gibi son ana kadar inancımızı korumak Euro 2012 biletini bize getirecektir.

Hiç yorum yok: