27 Eylül, bir pazar günü. Pazar günlerini hiç sevmem; sabah uyandığımda hissettiğim tatil coşkusundan, öğleden sonra eser kalmaz.
İş/okul, ne varsa, o düşünülmeye başlanır. Surat asılır, yavaş ve dinlendirici müzikler dinlenir. Kısacası moral dibe vurmuştur. Her zaman yaşamışımdır pazar sendromunu.
Tüm bunların üstüne Galatasaray'ın resmi sitesinde gördüğüm haber bana aslında bugunun her zamankinden biraz daha tatsız bir Pazar oldugunu hatırlattı.
"Alpaslan’a Mektuplar" isimli kitabın Galatasaray Store'larda satışa çıktığı yazıyor haberde.
Geçen yıl 27 Eylül'de, ailesiyle bayram tatiline giderken, acı bir trafik kazasında kaybetmiştik Alpaslan Dikmen'i. Eşi, oğlu ve bir akrabasının da bulunduğu arabadan bu üç kişi hafif yaralı çıkarken, Alpaslan Dikmen hayatını kaybetmişti. Taraftarın deyimiyle, Ali Sami Yen'in "sanki superman'i batman'i"ydi. Gerçekten tüm Galatasaraylıları kıskandıracak derecede Galatasaray'a bağlı, ona gösterilen sevgi selini hak edecek kadar iyi bir Galatasaraylıydı. Ben şahsen tanımasam da, bir kere tribünde görmüşlüğüm ve icraatlarını çokça duymuşluğum vardır. Alpaslan ağabey'in ölümünün birinci yılında tüm Galatasaray ve spor camiasına başsağlığı, ailesine de sabır diliyorum.
İş/okul, ne varsa, o düşünülmeye başlanır. Surat asılır, yavaş ve dinlendirici müzikler dinlenir. Kısacası moral dibe vurmuştur. Her zaman yaşamışımdır pazar sendromunu.
Tüm bunların üstüne Galatasaray'ın resmi sitesinde gördüğüm haber bana aslında bugunun her zamankinden biraz daha tatsız bir Pazar oldugunu hatırlattı.
"Alpaslan’a Mektuplar" isimli kitabın Galatasaray Store'larda satışa çıktığı yazıyor haberde.
Geçen yıl 27 Eylül'de, ailesiyle bayram tatiline giderken, acı bir trafik kazasında kaybetmiştik Alpaslan Dikmen'i. Eşi, oğlu ve bir akrabasının da bulunduğu arabadan bu üç kişi hafif yaralı çıkarken, Alpaslan Dikmen hayatını kaybetmişti. Taraftarın deyimiyle, Ali Sami Yen'in "sanki superman'i batman'i"ydi. Gerçekten tüm Galatasaraylıları kıskandıracak derecede Galatasaray'a bağlı, ona gösterilen sevgi selini hak edecek kadar iyi bir Galatasaraylıydı. Ben şahsen tanımasam da, bir kere tribünde görmüşlüğüm ve icraatlarını çokça duymuşluğum vardır. Alpaslan ağabey'in ölümünün birinci yılında tüm Galatasaray ve spor camiasına başsağlığı, ailesine de sabır diliyorum.
Geçtiğimiz yıl trafik kazasında kaybettiğimiz, Galatasaray tribünlerinin taraftar grubu ultrAslan’ın Genel Koordinatörü Alpaslan Dikmen’in anısına hazırlanan “Büyük Galatasaraylı Alpaslan’a Mektuplar” kitabı bugün Mecidiyeköy Galatasaray Store’da ve http://www.gsstore.org/ internet sitemizde satılmaya başlanmıştır.
Fiyatı 23 TL olan ve tüm geliri Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı’na bırakılan kitabın yanı sıra bu günün anısına “Cesur ve Onurlu Alpaslan Dikmen” için özel bir atkı hazırlandı. 18 TL’den satışı sunulan bu atkının da tüm geliri Alpaslan Dikmen adına Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımımıza bırakılacaktır.
Fiyatı 23 TL olan ve tüm geliri Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı’na bırakılan kitabın yanı sıra bu günün anısına “Cesur ve Onurlu Alpaslan Dikmen” için özel bir atkı hazırlandı. 18 TL’den satışı sunulan bu atkının da tüm geliri Alpaslan Dikmen adına Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımımıza bırakılacaktır.
Son olarak, kendimden ve arkadaşlarımdan bahsetmek istiyorum bu ilk yazımda. Onlarla her anlamda "aynı geminin yolcuları" olduğumuza inanıyorum.
Onlarla çok dertleştik, çok şey paylaştık. Ve tüm bunlardan o kadar keyif aldık ki, bunları bu blogda herkesle paylaşmak istedik. Dostlarım Akın ve Doruk'la elimizden geldiğince iyi ve okunabilir şeyler yazacağız. Ben daha çok blog'un "Galatasaray muhabiri" olacağım (elimde değil, ne yapayım?). Tabii elbette bu blog bir Galatasaray blog'u değil. Genel olarak spor'u benden daha çok takip eden arkadaşlarım eminim doyurucu şeyler yazacaklardır diğer spor dallarıyla ilgili.
Ancak gelin görün ki, bu sadece bir spor blog'u da olmayacak. Bu söylemden nefret ediyorum -gerçekten!- ama "hayatı her yönüyle”, sadece biraz spor ağırlıklı olarak, yazmaya çalışacağız.
Şimdiden bizi takip eden herkese, ve dostlarıma, teşekkürler.
Onlarla çok dertleştik, çok şey paylaştık. Ve tüm bunlardan o kadar keyif aldık ki, bunları bu blogda herkesle paylaşmak istedik. Dostlarım Akın ve Doruk'la elimizden geldiğince iyi ve okunabilir şeyler yazacağız. Ben daha çok blog'un "Galatasaray muhabiri" olacağım (elimde değil, ne yapayım?). Tabii elbette bu blog bir Galatasaray blog'u değil. Genel olarak spor'u benden daha çok takip eden arkadaşlarım eminim doyurucu şeyler yazacaklardır diğer spor dallarıyla ilgili.
Ancak gelin görün ki, bu sadece bir spor blog'u da olmayacak. Bu söylemden nefret ediyorum -gerçekten!- ama "hayatı her yönüyle”, sadece biraz spor ağırlıklı olarak, yazmaya çalışacağız.
Şimdiden bizi takip eden herkese, ve dostlarıma, teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder