21 Kasım 2009 Cumartesi

Vapur İskeleleri Arasında Bir Derbi

Beşiktaş'ın Fenerbahçe ile oynadığı lig maçlarında aldığı son galibiyetin fotoğrafı. O günkü maçın gazıyla hangi arkadaş "Bu maçı gördüm ya, bir daha Fener'i yenemesek de gam yemem" dediyse bir zahmet falcı büyücü birilerine gidip şu işi düzeltsin artık. Fenerbahçe'nin Türkiye Kupası'ndaki makus talihi de olmasa 4,5 yıldır Fenerbahçe'ye karşı galibiyetimiz olmayacaktı. Türkiye Kupası maçlarında alınan 3 galibiyet ( 2'si final ve 1'i yarı final) Fenerbahçe'nin Galatasaray'a karşı kurduğu psikoljik üstünlüğü Beşiktaş'a karşı kurmasını bir nebze olsun engelledi; ancak genel bir değerlendirme yaparsak 2005'teki efsane maçın ardından Beşiktaş-Fenerbahçe derbilerinde üstünlüğün ciddi olarak Fenerbahçe'nin eline geçtini söyleyebiliriz.


İstanbul'un deniz kokulu iki ilçesinin vapur iskeleleri arasına konumlanmış bu rekabetin geneline baktığımızda da hep bir takımın diğerine dönemsel bir üstünlük kurduğunu görmekteyiz. Örneğin 1950-54 yılları arası 5 yılda 4 İstanbul şampiyonluğu kazanan Beşiktaş, aynı dönemde Fenerbahçe ile oynadığı 14 maçta yenilgi yüzü görmemiş. 68-71 yılları arasında Fenerbahçe oynanan 15 maçın 10'unu kazanıp yalnızca 2'sinde mağlup olmuş. Yakın döneme gelindiğinde ise en bariz üstünlüğü Gordon Milne dönemi Beşiktaş'ı 28 maçta 19 galibiyet ve yalnızca 4 mağlubiyet alarak yakalamış. Dördüncü ve son mağlubiyet ise Gordon Milne'in Beşiktaş'ın başında çıktığı son maç. Yine bu dönemin unutulmaz bir anısını Fenerbahçe teknik direktörü Veselinoviç'in, (ki kendisi Fenerbahçe'nin 103 golle şampiyon olduğu efsanevi sezonda da Fenerbahçe'yi çalıştırmıştır) Beşiktaş maçından önce skor tahmini yapmasını isteyen gazetecilere eliyle 5 işareti yapmasının ardından Beşiktaş'ın 5-1 kazandığı maç oluşturmaktadır.
Aşağıda bu maçtan alınan bir kare gözükmekte.




Son dönemde ise 4-3'lük maçtan sonra Beşiktaş'ın dönemsel üstünlüğü sona ermiş gibi hatırlansa da, istatistiklere göre esas kırılmayı yaratan 2007'deki Türkiye Kupası yarı finali oldu. 1-0 ve 1-1'lik skorlarla Beşiktaş'ın turu atlamasının ardından oynanan 6 maçı da, 5'i 2-1'lik skorlarla olmak üzere Fenerbahçe kazanmıştı. Bu Fenerliler tarafından "ikide bir" olarak bilinen seriyi sona erdiren İzmir'deki 4-2'lik Fortis Türkiye Kupası finali oldu, ancak İstanbul'da oynanan son altı maçı da Fenerbahçe kazandı. Yalnız bahsedilen iki altı maçlık seri birbirinden farklı; çünkü İzmir'de sona eren genel galibiyet serisini başlatan maç Almanya'da oynanan süper kupa finaliydi. Ayrıca yine bu arada iki takım arasında yaşanan transferler de sürekli gerilimi artırdı. Öncelikle Tümer Metin'in 2006 kupa şampiyonluğu sonrası Fenerbahçe'ye küfürlü tezahürat yapıp sonrasında Fenerbahçe'ye geçmesi maçların oldukça gergin atmosferde oynanmasını sağladı, Beşiktaş'ın Rüştü ve Nobre hamleleri de gerginliğe tuz biber ekti.



Bu yılın başında yaşanan Topuz krizi de bugünkü maçın esas kriz sebebi olacak gibi görünüyor. Bakalım bu akşam Fenerbahçe'nin İnönü'de yakaladığı seri devam edecek mi, yoksa Beşiktaş bu maçtan bir galibiyet çıkartıp lig yarışına dahil mi olacak? Gönlümden Beşiktaş'ın Batuhan, S.Özkan, İbrahim Kaş ve Nihat ile yani 4 altyapıdan Beşiktaşlı oyuncuyla maça başlaması ve Nihat'ın golünü atıp kapalıya doğru koşarak Beşiktaş'ta alıştığımız yere uzanıp parmak salladığı gol sevincini yapması geçiyor. Ve tabii ki Beşiktaş'ın yıllarca hatırlanacak bir galibiyete imza atması. Haydi kartallar, Kazan'dan çıkıp Dolmabahçe'ye yürüyecek taraftarların yüreklerini ısıtacak bir galibiyete imza atın da ben de akşam blog'daki ilk derbi sonrası yazımın başına keyifle oturayım. Ne de olsa Fenerli arkadaşlar hali hazırda bir derbi galibiyet yazısı yazmış durumda, bir değişiklik fena olmaz diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok: