29 Ocak 2011 Cumartesi

Spot Işıkları #1 - Portekiz Milli Takımı


Blogda, gündemdeki bir konuyu veya önceden yaptığım bir araştırmanın notlarını paylaşmak adına "spot ışıkları" isimli bir bölüm oluşturmaya karar verdim. Aynı format altında değişik konuları tartışmak istediğim bölümün ilk maddesini ise Portekiz Milli Takımı oluşturuyor.

Neden Gündemde?

Portekiz'i Avrupa'nın büyük turnuvasına bir yıldan fazla bir süre kala gündeme taşıyan öncelikle Beşiktaş'ın transferleri oldu. 9 Şubat'ta oynanacak Arjantin - Portekiz hazırlık karşılaşmasına Beşiktaş'ın 3 oyuncusu birden davet edildi. Bunun dışında son hazırlık maçlarında İspanya karşısında aldıkları 4-0'lık sonuç da Portekiz'in hedef büyütme vaktinin geldiğini gösterdi.

Hikayenin buraya kadar olan kısmı


Hikayenin 2010 Dünya kupası öncesine kadar olan kısmına buradan ulaşabilirsiniz. 2010 Dünya Kupası'nda ise iz bırakamadan elenen bir Portekiz vardı. Kuzey Kore karşısında aldıkları 7-0'lık galibiyet dışında oynadıkları 3 maçta gol dahi atamayan Portekizliler, İspanya karşısında direnç gösteremeden David Villa'nın golüyle teslim oldular. Brezilya, Fildişi ve İspanya'yı görünce fikstürün onlara yardımcı olmadığını söyleyebiliriz; ama kadro kalitesi Hollanda'dan pek de aşağı olmayan bu takım için son 16'da elenmek ciddi bir hayal kırıklığıydı.

Sonrasında gelen Euro 2012 elemelerinin ilk iki maçında alınan 1 puan çok da kredisi kalmayan Queiroz'un görevden alınmasına neden oldu. Yerine geçen Paulo Bento ise ilk üç maçında bu koltuk için doğru isim olduğunu gösterdi. Grupta alınan iki galibiyet üzerine hazırlık maçında gelen 4-0'lık İspanya galibiyeti takımın Euro 2012'ye katılamamanın ne anlama geldiğini fark ettiğinin bir işareti.

Paulo Bento'nun doğru tercih olmasının ardında ise bu galibiyetlerden fazlası var. Oyunculuk kariyerinin son 4 yılını Sporting'de geçiren Bento, bu dönemde takımın temel taşı Cristiano Ronaldo ve Q7'nin takım arkadaşı. Oyunculuk kariyeri sonrası Sporting'in başına geçen Bento, bu dönemde yeni Portekiz'in iskeletini oluşturacak olan Nani, Moutinho ve Miguel Veloso gibi isimleri keşfeden teknik direktör. Kadronun temel taşlarının sevdiği ve yakından tanıdığı bir isim olan Paulo Bento, yeni dönemde takımı Euro 2012'nin şampiyonluk adayları arasına sokmak için çalışacak.

Artılar


1)Kadro yapısı

Dünya Kupası'nın ardından Deco, Simao ve Tiago gibi isimlerin milli takımı bırakması ilk bakışta kadro kalitesini düşürmüşe benziyor. Ancak Dünya Kupası'ndan sonra 10 kadar değişik ismin alındığı yeni Portekiz kadrosunda baktığınızda genç ve birbirine yakın yaşlardaki oyunculardan kurulu bir ekiple karşılaşıyorsunuz. Ricardo Carvalho dışında 30 yaşın üstünde bir ismin bulunmadığı takımda aynı jenerasyonlardan yetişen oyuncuların fazlalığı İspanya kadrosunun 2006'daki halini hatırlatıyor. O dönemde yetenekli; ancak kendini ispatlamamış Villa, Iniesta, Torres gibi genç oyunculardan kurulan takım, oyuncuların isimleriyle paralel olarak büyüyünce ortaya modern futbolun yenilmez armadası çıkmıştı.

2)Paulo Bento'nun Kattığı Olumlu Hava

Milli takımlar teknik direktör - futbolcu ilişkilerinin psikolojik yönünün fazlasıyla ortaya çıktığı yerlerdir. Fatih Terim'in milli takımın başında olduğu dönemler ve Guus Hiddink'in gittiği milli takımların oyuncularının Hiddink hakkındaki olumlu görüşleri iyi ilişkilerin milli takımda ne kadar önemli olduğunun ispatı.(Ji-Sung Park Hiddink için manevi babam diyor) Bu açıdan baktığımızda Queiroz ile Portekizli oyuncuların çok da birbirlerine ısınamadıkları gözlemlenebiliyordu. Takımda pek çok kişinin sevip saydığı, bir anlamda ağabey gözüyle baktığı Paulo Bento, Portekiz milli takımına yeniden hava katacak gibi görünüyor.

3)Cristiano Ronaldo Faktörü

Messi'nin coğrafi nedenlerle katılamayacağı 2012'nin en büyük yıldızı Cristiano Ronaldo olacak. Turnuva başladığında 27 yaşına gelecek olan CR7'nin kolundaki kaptanlık bandının sorumluluğunu daha iyi taşıyabileceği Euro 2012'de, sponsorların ve medyanın yıldızı parlatmak için verecekleri destek ile Portekiz'in rüzgarı arkasına almak için pek çok fırsatı olacak.

Eksiler



1) İstikrarsız Sonuçlar

Portekiz'in elindeki güçlü kadroya karşın gruptaki yarışta ipleri Norveç'in eline verdiğini söylemek gerekiyor. Deplasmanda 1-0 kaybettikleri Norveç grupta 2 puan önlerinde lider, hem de maç eksiğiyle. Eğer rövanşta Norveç'i yenemezler ise muhtemelen play-off oynamak durumunda kalacaklar. Play-off'ları geçip turnuvaya katılsalar dahi, alınan istikrarsız sonuçlar takımın sıkça krize girmesine ve büyük hedeflere odaklanamamasına neden olacaktır.

2) Ronaldo Dışında Kendini İspatlamış Oyuncu Eksikliği

Kadroda 30 yaşın üstünde tek bir oyuncu bulundurmak uzun vadeli planlar için önemli bir avantaj; ancak finale uzanmak isteyen bir takımın Figo, Rui Costa, Deco gibi Şampiyonlar Ligi ve çeşitli şampiyonluklar kazanarak kendini ispat etmiş isimlere ihtiyacı var. Mevcut kadroda bu kalibredeki iki isim Ronaldo ve Carvalho. Takımın büyük hedeflere gidebilmesi için Veloso, Danny, Moutinho gibi isimlerin FM wonderkid'liğinin ötesine geçmesi gerekiyor. Bu yıl Nani'nin bu doğrultuda iyi ışıklar verdiğini söylemek lazım.

3) Santrafor Belirsizliği

Portekiz milli takımının santraforunun Beşiktaş forması giyiyor oluşu biz taraftarlar adına gurur verici; ancak Portekiz'den bakanlara göre Almeida bu kararla hedef küçülttü. Onlara da hak vermek gerekiyor, zira adamlar Ronaldo ve Nani gibi iki kanadın önünde aynı ayarda bir oyuncu görmek isityorlar. Almeida'nın alternatifi ise kariyerinin son 2,5 yılında 8 gol atabilen Helder Postiga. Figo ve Rui costa'lı altın jenerasyonundan beri santrafor sıkıntısı çeken Portekizlilerin bu derdine çare olacak bir golcü yetişecek mi? Almeida ve Postiga bu boşluğu doldurabilir mi? Şu ana kadar bu soruların cevabı olumsuz görünüyor.

Esas Soru: Portekiz EURO 2012'yi kazanabilir mi?


Futbol dünyasının bugünlerde pek dile getirdiği bir soru değil; ancak İspanya'yı plajda bile 4-0 yensen sorulacak soru budur. Yine de kupaya katılması bile şüpheliyken, bu soruya evet yanıtını vermek oldukça zor. Santrafor dışında ciddi eksiği gözükmeyen; Coentrao, Veloso, Moutinho, Nani gibi parlamayı bekleyen yıldız adaylarıyla dolu olan bu takımın bu ana iskeletle 3 turnuva çıkarabileceğini göz önüne alarak, Portekiz'in 2012'yi hedef yerine basamak turnuva olarak göreceğini düşünüyorum. Bu turnuvada elde edecekleri yarı final ve üzeri bir sonuç, onları 2014 ve 2016 için ciddi favoriler arasına sokacaktır. Tabii turnuvada Çarşı'nın desteğini arkalarına alıp sürpriz bir şampiyonluk çıkarma ihtimalleri de var.

Hiç yorum yok: