27 Şubat 2011 Pazar

Spot Işıkları #3 - Caroline Wozniacki


Neden Gündemde?

Williams kardeşlerin tenis kariyerlerinin sona doğru yaklaşmasıyla kortlarda Clijsters'dan başka şampiyon sıfatına yakışan oyuncunun kalmadığı bu dönemde, bazı otoritelere göre tarihin en kötü ilk 10 sıralamasına sahip olan WTA turunda adını büyük şampiyonların arasına yazdırma potansiyeli bulunan yegane isim olduğu için. Henüz bir grand slam dahi kazanmadan WTA sıralamasının zirvesine oturmuş olması tepkileri beraberinde getirse de, pek çok kişi onun daha önceki senelerde grand slam kazanmadan bir numaraya oturan Jankovic ve Safina gibi sahte bir dünya bir numarası olmadığına inanıyor. Caro henüz 20 yaşında ve önümüzdeki yıllarda onun kadar potansiyelli isimler gelmediği takdirde uzunca bir süre dünya bir numarası olarak kalabilir. Bütün bu göz kamaştırıcı gelişmelere karşın Wozniacki'nin kazanamadığı bir sıfat var: Şampiyon. O zaman Caroline Wozniacki için esas sorumuzu sorma vakti.

Esas Soru: Caro, gerçek bir şampiyona dönüşmeyi başarabilecek mi?

Hikayenin Buraya Kadar Olan Kısmı


Danimarka bugüne kadar teniste adını duyuran bir ülke değildi; ancak Wozniacki'nin hızlı yükselişi bugün tenis haritasında onların da bir yeri olmasını sağladı. Voleybolcu bir anne ve futbolcu bir babanın kızı olan Wozniacki tenise, bugün profesyonel bir futbolcu olan ağabeyi sayesinde ilgi duymaya başladı. 8 yaşındayken ailesi tarafından yeterince iyi görülmediği için kortlara götürülmeyen Caro, bir yıl sonra ebeveynlerini yenmeye başlayınca işler değişti. 10 yaşındayken, 14 yaşındaki ağabeyini yenmeyi başarınca sinirlenen ağabeyi bir daha eline raket almadı. 14 yaşında iken her yaştan oyunculara açık olan Danimarka ulusal kadınlar turnuvasını kazanarak potansiyelini ortaya koydu.

2006 yılında gelen küçükler Wimbledon şampiyonluğunun ardından her geçen gün üzerine koyarak yükselen Caroline Wozniacki, zirveyi zorlayacağının ilk sinyalini 2009 Amerika Açık turnuvasında finale yükselerek verdi. 2010 yılını turnuvadan turnuvaya koşturarak geçirmesinin karşılığını ise sezon sonunda dünya bir numarasına yükselerek aldı. Ne yazık ki bu hızlı yükseliş hikayesini henüz bir grand slam şampiyonluğu ile taçlandırmayı başaramadı.

Artılar


1) Aile Desteği

Caroline'in büyük bir sporcuya dönüşmesinde en büyük rol şüphesiz babası ve antrenörü Piotr Wozniacki'ye ait. Tenis geçmişi olmadığı için gerekli teknik birikime sahip olmasa da, eski bir profesyonel sporcu olarak Caro'nun hangi zorluklarla yüzleşebileceğini iyi bilen babası hakkında Wozniacki'nin sözlerini aktaralım: "Babam beni en iyi tanıyan kişi. Belki teknik hakkında fazla bilgisi yok; ama taktikler, benim nasıl bir insan olduğum ve neler yapabileceğim konusunda pek çok şey biliyor. Bana konuları benim anlayacağım dilden anlatmakta oldukça iyi." Mutlu bir aile hayatına sahip olduğunu her fırsatta dile getiren Caro'nun arkasındaki en büyük manevi güç ailesinden aldığı destek olsa gerek.

2) 20 yaş

Caroline'in yüzü televizyon şovları ve dergi kapaklarında görünerek hızla eskimeye başladı belki; ama dünya bir numarasının önünde uzun yıllar devam edecek bir kariyer görünüyor. Yaşıtları arasında geldiği seviyenin yanına yaklaşacak herhangi bir isim bulunmadığı gibi, kortta şampiyon kimliğine sahip yegane isimler olan Williams kardeşler ve Kim Clijsters'ın kariyerlerinin son dönemi olması, yeni dönemin Caro Wozniacki dominasyonu altında geçecebileceğini gösteriyor. Şu ana kadar kaybettiği turnuvaları deneyim olarak görmeyi tercih ediyor, bu nedenle de turnuvalar ona ciddi bir baskı getirmiyor.

3) Kadınlar Tenisi'nin Yeni Yüzü Olmanın Getirdiği Destek

Günümüzde tenisin yalnızca bir spor olduğunu iddia etmek oldukça güç. Bir tenis yıldızının kazandığı başarılar ona, markaların yeni yüzü olacağı sponsorluk anlaşmalarının, dergi kapaklarının, moda çekimlerinin ve televizyon şovlarının kapısını da ardına kadar açıyor. Caro kortta kazandığı başarıların yanında güzelliğiyle de markaların üzerine yatırım yapmak için can attığı bir isim haline geldi. Bu durum da önümüzdeki turnuvalarda bir şampiyon için olmazsa olmaz koşullardan ikisi olan medya ve seyirci desteğini beraberinde getirecektir.

Eksiler


1) Dünya Bir Numarası Ünvanı

Her ne kadar Wozniacki dünya sıralamasının bir numarası olmasının bir baskı unsuru olmaktan ziyade bir ayrıcalık olarak gördüğünü söylese de, gün geçtikçe baskıyı üzerinde hissetmeye başladığını söylemek zor değil. Bunun da basit bir nedeni var: Bir turnuvaya seri başı olarak katılmak turnuvanın bir numaralı favorisi olduğunuz anlamına gelir. İki, üç, dört numaradayken çıkış yapacak isim olarak görülürsünüz ve oynadığınız grand slam yarı finali hanenize artı olarak yazılır. Ancak bir numara iseniz sizden beklenen turnuva sonunda kupa ile birlikte poz vermenizdir. Wozniacki bir numara ünvanı ile katıldığı ve kaznanamadığı her turnuvanın ardından "şampiyon karakterine sahip mi, yeterince iyi mi, korkak bir oyun stili mi var, bir numara ama 'gerçek' bir numara mı" tarzı sorularla mücadele etmek zorunda. Bu psikolojik baskının Jankovic ve Safina'yı ne hale getirdiğini hatırlayın. Federer bile Fransa Açık'ı kazandığı gün verdiği röportajda ne kadar rahatladığını "Artık 'Burayı kazanmak için yeterince iyi mi?' tarzı sorularla baş etmem gerekmiyor." sözleriyle anlatmıştı. Caro bir şampiyona dönüşmek için bu psikolojik savaşa hazır olmak zorunda.

2) 20 yaş

Aynı maddeyi artılar kısmına da yazdığımın farkındayım; ancak gençliğin getirdiği avantajı irdelerken madalyonun öbür kısmına bakmakta fayda var. Caroline Wozniacki'nin küçükken taraftarı olduğunu açıkladığı Martina Hingis, 20 yaşına geldiğinde 5 grand slam şampiyonluğuna sahipti ve 7 grand slam finalinde boy göstermişti. Benzer şekilde Monica Seles 9 grand slam şampiyonluğunun 8'ini 20 yaşına gelmeden kazanmıştı. Kortların son efsanesi Serena Williams ilk grand slam zaferini elde ettiğinde 18 yaşındaydı. Wozinacki'nin gençliği ve kendi jenerasyonunda rakipsiz görünmesi büyük bir avantaj; ama gerçek bir şampiyona dönüşmek için elde ettiği fırsatları yarın olduğu kadar bugün de değerlendirmek zorunda.

3) Kadınlar Tenisi'nin Yeni Yüzü Olmanın Getirdiği Baskı

Bu başlığı da artılar bölümünde incelemiştik; ama konunun değinmediğimiz kısımlarına da bir göz atalım. Bugün kadınlar tenisinin en meşhur iki ismini sorsam, Williams kardeşleri bir kenara bırakırsak büyük çoğunluğun Maria Şarapova ve Ana İvanoviç isimlerini verecğine eminim. İkisi de grand slam kazanmayı başarmış olan bu isimlerin kariyerine damga vuran sözcük de aynıydı: İstikrarsızlık. Bu istikrarsızlığın bir kısmını sakatlıklara bağlayabiliriz belki; ama medya ilgisi ve reklam çekimlerinin tenisi ikinci plana atmalarına sebep olduğunu da es geçmemek gerekiyor. Zira büyük sponsorların tenisin gelişmesinden daha çok ürün satmaya ihtiyaçları var ve reklam yüzleri ürün sattıracak ilgi düzeyine erişmişse kariyerlerinin devamı bir noktadan sonra kimseyi ilgilendirmiyor. Caroline Wozniacki önümüzdeki yıllarda kadınlar tenisinin en bilinen yüzü haline gelecek gibi görünüyor ve o günler geldiğinde üzerinde oluşacak baskı sonrası reklam çekimlerinde kolay para kazanmayı mı, yoksa saygıdeğer bir kariyere sahip olmayı mı seçeceği merak konusu. Ondan önceki olumsuz örnekler ister istemez kuşkuları da beraberinde getiriyor.

Sonuç


Kadınlar tenisinin son yıllardaki çalkantılı hali, tanınmayan sporcuların hızlı yükselişleri için elverişli bir ortam oluşturdu. Bu ortamı kullanarak zirveye yükselen Jankovic, Ivanovic, Safina gibi isimler parladıkları gibi söndüler ve tenisseverlerin hayal kırıklığı yaşamalarına neden oldular. Bu istikrarsız dönemde zirveye çıkmayı başaran son isim Caroline Wozniacki. Kendinden önce gelen kuşağın gelgit yaşayan isimlerinin ardından kadınlar tenisinin geleceği için son bir umut olarak görülüyor. Oyunu, özel bir yere koyacağımız imza hareketleri veya unutulmayacak vuruşları taşımıyor; ancak kadınlar tenisinde bunlardan daha çok özlediğimiz kavram istikrar ve Caro azmiyle istikrarı yakalayıp zirvede kalacağına dair güzel sinyaller veriyor. Artık ondan oyununu ve mental dayanıklılığını bir adım yükseltmesini ve gerçek bir şampiyona dönüşmesini bekliyoruz. Bugün olumlu görülen pek çok özelliğinin grand slam kazanamadığı her gün daha fazla eleştirileceğinin bilincinde olması ve kazanamadıkça bu baskılara katlanması gerekecek. Kendi adıma Caro'ya yeni şampiyon olması için gereken sabrı göstermeye hazırım. Umarım ilerleyen dönemde beni yanıltmaz ve yeni nesillere bu oyunu sevmek için güzel bir neden daha verir.

Kaynaklar: Tennis dergisi Mart 2011 sayısı, Smash dergisi Ekim 2010 sayısı

Hiç yorum yok: