9 Mayıs 2011 Pazartesi

Adam Tanrı Beyler


Acropolis'teki Yunan tanrılarına rica etsek de biraz sıkışsalar, zira Atina'da onların yanına katılacak olan iki yeni basketbol tanrısı var.

Spanoulis'in ezeli rakip Olympiakos'a geçerek, Pao'lu taraftarların gururunu kırmasıyla başlanan sezonda, Gate 13'ü sırtında taşıyan bayrak adam Diamantidis, Pao'nun unutulmaz bir sezonu geride bırakmasını sağladı. Maç sırasında Murat Kosova'nın dediği gibi basitin güzelliğini bize her maç yeniden gösterirken, iyi bir oyun kurucunun bir takımı ne kadar yukarıya taşıyabilecğini bir kez daha ispatladı. Sezonun bir numaralı favorisi Barcelona'yı saf dışı bırakırken ortaya koydukları direnişin sahadaki temsilcisiydi, final-four'da da üstüne düşeni yaparak takımın tıkır tıkır işleyen bir makineye dönüşmesini sağladı.


Hakkını vermemiz gereken esas adam ise koç Obradoviç. Finale kadar giden yolda rakip koçlara bir gömlek fazla geldiğini zaten göstermişti, finalde David Blatt'i ekarte ederek rüştünü bir kez daha ispatladı. Acropolis'teki tanrılar sıkışmak istemediği takdirde, Obradoviç hakemlere uyguladığı taktiklerle onları da canlarından bezdirebilir, benden uyarması.

Hiç yorum yok: