29 Temmuz 2011 Cuma

Marsel İlhan @Hamburg ATP


Aslında Tenis yazılarını bir süre önce Passing-Shot'a taşıdım; ancak resmi kapanışı Marsel İlhan ile, 17 Temmuz pazar günü Hamburg ATP'de oynadığı eleme maçının ardından çekilen fotoğrafla yapmak istedim. Özellikle iki gün sonra Alman Philip Petzschner'i 6-2 4-6 7-6 ile geçmesi ve yüzlerce Almanın arasında bana galibiyet sevincini yaşatması, Hamburg'daki unutulmaz anılarımdan birisi olarak kalacak. Maçın ardından Passing-Shot'a yorum olarak gönderdiklerimi de bu fotoğrafın altına eklemek istiyorum:

"Bugün maçtaydım ve olan bitenler gerçekten nefes kesiciydi. Maçın başlama saati sabah 11 olduğu için başlangıçta Almanlar kortu doldurmamıştı ve Petzschner de tam motive olamadı. Marsel henüz ilk servis oyununda yanlış hatırlamıyorsam 4 kez servis kırma puanı çevirdi. Dördüncü seferde Petzschner gerçekten laubali bir slice denedi ve nasılsa bu maçı alırım havasında olduğunu gösterdi. Marsel'in bu oyun üstüne Petzschner'in servisini kırmasıyla içimden bir "oh olsun" çektim açıkçası. İlk seti ikinci servis kırmayla rahat bir şekilde kazandı.

Bu arada kort da iyiden iyiye dolmaya başladı. Maçın "kırılma" anlarından ilki, Petzschner'in bir basit hata sonrası raketini kırmasıydı. O andan sonra hem Petzschner kendini toparladı hem de seyirci oyunun içine girmeye başladı. Yine de Marsel son servis oyununa kadar iyi direndi, ama son oyunda 30-15'i bulmuşken üst üste basit hatalarla ucuz bir şekilde seti verdi. O moral bozukluğuyla son setteki ilk servis oyununu da kolay kaybetti. İşte maçın ikinci kırılma anı da buradaydı. Açıkçası seyirci desteğini arkasına almış ve basit hataları minimuma indirmiş Petzschner'in maçı alacağını düşünmeye başlamıştım; ama Marsel çok iyi geri geldi ve servis kırmaya hemen sonraki oyunda cevap verdi.

Tie-break'te son sayı da oldukça ilginçti. Petzschner ilk serviste oldukça sert vurdu ve Marsel topu karşılayamadı. Çizgi hakemlerinden ses çıkmamıştı; ama hakem onca seyirci arasında büyük bir cesaret örneği gösterip aşağı indi ve topun dışarıda olduğunu söyledi.

Bu moral bozukluğuyla Petzschner ikinci servisi fileye taktı. Hakemi yuhalayan yüzlerce Alman seyirci arasında "Helal be" diye bağırarak ayağa fırlayıp Marsel'e doğru koşmamın ancak şu saat itibariyle çılgınca bir hareket olduğunun farkına varabiliyorum. Ama o anda Marsel'in bu sevinci en azından bir kişiyle paylaştığı için mutlu olduğunu düşünüyorum. Bu da benim için gerçekten unutulmaz bir anı oldu, Marsel'e bir kez de buradan teşekkür edeyim."

Hiç yorum yok: