1 Temmuz 2011 Cuma
Alman-Türkler Bir Marka: İlkay&Mehmet 11 Freunde Röportajı 1. Bölüm
Gün geçmiyor ki 11 Freunde futbol dünyasındaki güzel hikayelerin bir yenisini okurlarıyla paylaşmasın. Bu güzel derginin geçtiğimiz ay çıkan sayısında, iki Alman-Türk genci Mehmet Ekici ve İlkay Gündoğan, Nürnberg'i altıncılığa taşıdıkları sezon boyunca güçlenen dostluklarından bahsetmişler. Önümüzdeki sezon biri Werder Bremen'de Mesut Özil'in, diğeri de Dortmund'da Nuri Şahin'in yerini doldurmaya çalışacak ve baskı da ikisinin üzerinde olacak. Ancak, onlar şu an hallerinden oldukça memnun görünüyorlar. İşte bu uzun röportajın ilk kısmı:
Nürnberg’den büyük futbol dünyasına: İlkay Gündoğan ve Mehmet Ekici; dostlukları, gizli dans dersleri ve Alman-Türk futbol yeteneklerindeki değişim üzerine konuştular.
11 Freunde: İlkay Gündoğan ve Mehmet Ekici, 2010/11 Bundesliga sezonu sona erdi. Ne kadar üzgünsünüz?
İlkay: Neden üzgün olmamız gerekiyor ki, harika bir sezon geçirdik. FC Nürnberg’in bitime az kala beşincilik için mücadele edeceğini kim düşünürdü? Bir önceki yıl neredeyse küme düşüyorduk, bu nedenle sezon başında pek çok yeni oyuncu aramıza katıldı.
11 Freunde: Ancak yenilerden biri de arkadaşın Mehmet Ekici’ydi. Sen Dortmund’a doğru giderken, birbirinizden ayrılacaksınız. Bu seni üzmüyor mu?
İlkay: Mehmet ile benim gelecek sezon ayrılacak olmamız, profesyonelliğin bir parçası. Dortmund’da kariyerimin yeni adımını atmak istiyorum. Bu durumun üstesinden geleceğiz.
Mehmet: Yakın zamanda aynı şehirde yaşamaya devam etmeyeceğimizi zaten biliyorduk. Bu nedenle şu aralar her dakikayı beraber geçiriyoruz.
11 Freunde: Kiralık oyuncular genellikle takım kimliğine sahip olmamakla suçlanır. Serzenişte bulunanlara nasıl karşılık verdin?
Mehmet: Hangi takımda oynuyorsanız, o takım için her şeyinizi verirsiniz. Ben başarılı olmak istiyorum, yoksa kendime yanlış bir iş seçmişim demektir. Ayrıca insan kiralık oynadığımı dönemde daha fazla motive oluyor; çünkü esas kulübünüze bir kazanç olabileceğinizi göstermek istiyorsunuz. Nürnberg’de bu sezon bu durumdan karlı çıktı.
11 Freunde: Yeni bir çevreye uyum sağlamak senin için ne kadar zordu?
Mehmet: Ailemden ilk defa ayrılmıştım. İlk gün bir otele yerleştim ve orada kendimi hiç iyi hissetmedim. Çatı başıma yıkılmadan önce bir şeyleri değiştirmem gerektiğini düşündüm.
11 Freunde: Ve bunun üzerine takım arkadaşın ve dostun İlkay Gündoğan’ın yanına gittin. Bu birlikte yaşam işi nasıl gözüktü?
Mehmet: İlkay bana evine taşınmayı teklif etti.
İlkay: Öyle bir şey olmadı, sen bana sordun.
11 Freunde: Ve sen de hayır diyemedin?
İlkay: Şu masum ifadeye bir bakın. Kim ona hayır diyebilir ki?
Mehmet: Aha, durum şimdi anlaşılıyor.
İlkay: Yok, benim için hiç sorun değildi. Birbirimizi alt yaş milli takımlarından tanıyoruz ve dostça bir ilişkimiz var.
11 Freunde: İnsanlar beraber yaşadıklarında birbirleri hakkında işte olduğundan daha fazlasını öğrenirler. Birbirinizin hangi gizli tuhaflıklarına şahit oldunuz?
İlkay: Mehmet ev arkadaşı olarak iyi bir iş çıkardı. Bazen bulaşık makinesindekileri yerine kaldırdığı bile oldu. Ortada dırdır edilecek bir durum yoktu.
Mehmet: Eğer ev sahibimi tavanın içine doğrasaydım, işte o zaman kötü bir misafir olurdum. Biz dört eğlenceli hafta geçirdik.
11 Freunde: Hiç açık bırakılmış diş macunu tüpleri, küflenmiş tencereler veya temizlik planı üzerine çıkan kavgalar yok muydu?
İlkay: Şansımıza bir temizlikçi kadın vardı, bu işleri oldukça kolaylaştırdı.
Mehmet: İkimiz de ev işlerinde iyi erkekler değiliz. Bir keresinde ikimize makarna pişirmeye kalktım…
İlkay: …sonra da tencereyi ocakta unuttun. Her şey duman içinde kaldı ve biz de yemek için dışarıya gittik. İkimizin de yeteneklerinin ev işlerini kesinlikle kapsamadığı söylenebilir.
11 Freunde: Bir aylık ev arkadaşlığının ardından sonuçlar nasıldı?
İlkay: İnsan birisini bir ay boyunca her an görüyorsa ve buna rağmen ona kızmıyorsa, bu iyi bir işarettir. Daha öncesinde iyi arkadaştık; ancak bir aylık ev arkadaşlığının ardından gerçek dostlar haline geldik.
Mehmet: Gerçekten kardeş gibiyiz. Eğer ailemiz yanımızda değilse, bütün günü birlikte geçiriyoruz. Akşamları Şampiyonlar Ligi maçlarını birlikte izlediğimiz ve saat geç olduğu için İlkay’da kaldığım zamanlar oldu.
11 Freunde: Profesyonel futbolun içinde gerçek dostluklar var mı?
İlkay: Bazen futbolda dostluklar kurmak zorunludur; çünkü takım arkadaşlarını daha iyi anlamak başarıya ulaşmayı kolaylaştırır. Bu sezon bunu gösterdi. Ama futbol gerçek dostluklara giden yolu kolaylaştırır da. Sizinle aynı yaşlarda olan ve şeylerle ilgilenen pek çok insanla karşılaşırsınız.
11 Freunde: Futbol, futbol, futbol.
İlkay: Açıkçası boş zamanımızda futbol üzerine hiç konuşmayız. Birbirimizle paylaşacağımız başka ilgilerimiz de var: Müzik, filmler, kızlar.
Mehmet: Birlikte önemli şeyleri kendi lehimize çevirebiliriz. Ve çoğu sıklıkla ne olduğunu anlamak için bir bakış bile yeterlidir. Bu önemli; çünkü futbol hakkında o kadar çok düşünmemeniz gerekir. Ve kesinlikle her şey onun etrafında gerçekleşmiyor.
11 Freunde: Bu yıl İlkay Gündoğan için özellikle zordu; çünkü profesyonel kariyerinin yanında lise bitirme sınavına girmesi girdi. Sonuçlar belli oldu mu?
İlkay: Geçtim; ama ortalama bir sonuçla. Ama daha fazlası mümkün değildi; çünkü futbol çok fazla zamanımı alıyor. Bu nedenle geçtiğim için gururluyum. Eğer kulübümün ve okulumun desteği olmasaydı bu mümkün olmazdı.
11 Freunde: Mehmet Ekici deplasman yolculuklarında sana derslerin hakkında sorular soruyor muydu?
İlkay: Kesinlikle hayır. Bu her şeyi daha kötü yapardı.
Mehmet: Bir keresinde İlkay’ın matematik kâğıtlarına baktım ve hemen hiçbir şey anlamadım. İnanıyorum ki, ona pek yardımım dokunmazdı.
İlkay: Haftada iki kez sabah sekizde okula giderdim, sonra da oradan antrenmana koştururdum. Öğleden sonra genellikle beni Matematik sınavlarına hazırlayan bir öğretmen ile buluşurdum. Ve ikinci antrenmanın arkasından da akşamları hep bir şeyler daha öğrenirdim.
11 Freunde: Bu ikili yükün altında nasıl konsantre olabildin?
İlkay: Bazen ara vermeniz gerekir. O anlarda bana Mehmet yardımcı oldu. Ayrıca, takımın durumuma anlayış göstermesi de beni memnun etti. Beni yüzde yüz destekleyen teknik direktörlerim Dieter Hecking ve geçen sezon Michael Oenning gibi. İşler daha farklı da yürüyebilirdi.
11 Freunde: Felix Magath Schalke 04’ün başındayken, genç oyuncusu Julian Drexler’e profesyonel kariyerine konsantre olabilmesi için lise bitirme sınavına girmemesini tavsiye etmişti.
İlkay: Ben Gelsenkirchen doğumluyum ve oradaki durumu biraz biliyorum. Kulüp bir okulla yakın temas halinde. Sanıyorum bu yanlış bir sinyaldi. Belki bazı genç oyuncular beni örnek alırlar ve her iki işin eş zamanlı olarak yapılabileceğini anlarlar.
11 Freunde: Okul balosundaki kavalyenin ismi Mehmet Ekici miydi?
İlkay: Ona teklifimi şöyle yaptım: “Eğer tıraş olur ve güzel bir kıyafet giyersen benimle gelebilirsin.”
Mehmet: Ne yazık ki bu teklifi reddetmek zorunda kaldım; çünkü sezonun son maçı için antrenman kampındaydık. İlkay ekstra izin almıştı.
İlkay: Ama ben de orada çok uzun kalmadım. Belki de iyi bir dans partnerim eksikti. Onun yeteneğini sezon başlamadan önceki kampta gördük.
11 Freunde: Büyük güne çalışmak için kendini diskoya mı attın?
Mehmet: Hayır, hayır. Kaprun’da (Avusturya) her yeni gelen oyuncu bir gösteri yapmak zorundaydı. Kıyafetler ve gösteri için gereken her şey ile birlikte. Birkaç başka kişiyle birlikte koreografiyi çalıştık ve dans ettik.
İlkay: O kadar profesyonel göründü ki, seni “Almanya süper starını arıyor” (Deutschland sucht den Superstar) yarışmasına kaydettirmek istedik.
Mehmet: Sen nereden bileceksin ki, o ara gülmek için masanın altındaydın.
İlkay: Böyle organizasyonlar bilmeden takımı güçlendiriyor. İnsanlarla konuşup gülebileceğiniz bir şeylere sahip oluyorsunuz. Ve Mehmet, inan bana senin o performansına bugün bile hala gülüyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder