6 Aralık 2010 Pazartesi

Xavi mi, Iniesta mı?


Sonunda bunu da yaptılar. Bir elmanın iki yarısı dediğimiz, birbirinden ayrılması imkansız dediğimiz Xavi ve Iniesta'yı altın top için karşı karşıya getirdiler. FIFA'dan bir yetkili kişi de çıkıp "Yahu bunlar İspanya ve Barcelona'da birbirlerinin numaralarını giyecek kadar birbirinden ayrılmaz bir ikili, ödüle ikisini birden tek isim olarak aday gösterelim" demez mi kardeşim? Böylelikle bir sezonu Ş.Ligi dahil 3 kupayla kapatıp bir de Dünya Kupası finali oynayan Sneijder'de son 3 adaydan biri olma şansını kazanırdı. Messi zaten bu sezonluk aradan çekilir, bu yıl aday olan 3 adam sezon boyu sağlam kalırsa 2011'de yeniden çıkıp bu ödülü alır diye düşünüyorum. Tabii Messi ile birlikte Barcelona altyapısından çıkan 3 ismin varlığı la Masia'nın ne kadar büyük bir okul olduğunun bir diğer kanıtı.

Peki bu yıl ne olacak? Dünya şampiyonu İspanya'dan Xavi mi, yoksa Iniesta mı ödüle layık? Bir tarafta akıllara ziyan pas yüzdeleriyle rakipleri bunaltıp modern orta sahanın tanımını yeniden yaptıran "la Maquina", diğer tarafta Dünya Kupası finalinde attığı golle "Madridlilerin en sevdiği Barcelona'lı, Katalanların en sevdiği İspanyol" olmayı başaran "Anti-galactico". 2008'den bu yana ne Barcelona ne de İspanya bu ikilinin birlikte sahada olduğu hiç bir eşleşmeyi kaybetmedi. Tekli maçlarda zaten İspanyollar 2008 ve 2010'u kazandılar, Barcelona da oynadığı hiç bir finali kaybetmedi. Çift ayaklı eşleşmelerde sadece Ş.L'de Inter ve kupada Sevilla'ya elendiler. Inter maçlarında Iniesta sakatlığı nedeniyle yer alamazken, Sevilla eşleşmesinin ilk maçında Xavi sahada yoktu. Ligi de zaten iki buçuk yıldır domine ediyorlar. İki yıldır alınan şampiyonlukların yanında bu sezon da Nou Camp'da Real Madrid'i 5-0 yenerek Madrid başkanı Florentino Perez'in kalp doktorunu ihya ettiler.


Perez demişken, aceto balsamico'nun daha önceleri belirttiği gibi kendisinin bu akıl almaz top oynayan Barcelona takımını oluşturan isimlerin başında geldiğini eklemeliyim. 2000 yılının yaz aylarında Figo'yu renklerine bağlayarak Barcelona'ya ölümcül bir darbe vurduğuna inanan Perez, 2000'lerin başında galactico'larıyla topladığı kupalara ve Barcelona'nın 4 yıllığına içine düştüğü krize baktığımızda oldukça mantıklı bir hamle yapmışa benziyordu. Ama Barcelona Figo'nun attığı kazığı çok iyi yorumladı ve şu sonuca vardı: "Ne kadar iyi yıldızlar alırsak alalım, Real Madrid'in mali gücü bu adamları elimizden almaya yeter. Bu yıldızları kulübe bağlamak için tek şansımız aidiyet duygusu yaratmak." Katalanca'da çiftlik anlamına gelen ve artık tüm futbolseverlerin hafızalarına kazınan "la Masia" bu yıldızların yetiştirilmesi için ideal yerdi. Bu nedenle bugün ödüle 3 la Masia mezununun aday olmasını futbol severler olarak biraz da Perez'e borçluyuz. Yeri gelmişken kendisinin bu ödülü hakkıyla verebilecek ender isimlerden biri olduğunu düşünüyorum. Yalnız doğru cevabı almak için soruyu biraz değişik sormak gerek: "Eğer bu oyunculardan yalnız birini Real Madrid'e transfer etme şansın olsaydı, Xavi'yi mi yoksa Iniesta'yı mı alırdın?"

Bugün 3 altın top adayı çıkaran kulübün teknik direktöründen bahsetmemek haksızlık olur. Rijkaard döneminde kırılan Real Madrid hegemonyası ve kazanan takım kimliği 2008 yazına gelindiğinde sarsıntıya uğramıştı. Xavi, Champions dergisine verdiği demeçte o yaz kontrat yenilemeden önce Manchester United'dan gelen bir teklifi değerlendirmeye aldığını itiraf ediyor. Bu noktada A takım seviyesinde hiç bir deneyimi olmayan Pep Guardiola'ya koltuğu emanet etmek, yalnızca Laporta gibi bu kulübün felsefesini benimseyen ve bunu politikaya alet etmekte beis görmeyen bir başkan tarafından atılacak bir adımdı. Eski takım arkadaşına sonuna kadar inanan Xavi, orta sahada formasını emanet olarak aldığı adamı yüz üstü bırakamazdı. İşte kulübe aidiyetin başarıyı nasıl sağladığına bir örnek.


Guardiola ve Xavi ilişkisinden bahsederken aralarında geçen bir diyaloğu tekrar buraya taşımak istiyorum. 1999 yılında düzenlenen 15 yaş altı kulüpler turnuvasında şampiyonluk kupasını Iniesta'ya veren Guardiola, A takıma geri döndüğünde Xavi'ye "Sen beni takımdan çıkaracaksın; ama o (Iniesta) ikimizi birden dışarı atacak" diyor. Bugün üçü de aynı takım birlikte çalışma fırsatını yakaladılar. Iniesta'nın 2010 Dünya Kupası finalinde gol attığı veya 2009 yılında Chelsea ile oynanan yarı finaldeki gibi kritik anlarda sahneye çıktığı için listede olduğunu düşünenler için küçük bir istatistik not aktaralım: Iniesta Barcelona'nın tüm kupaları topladığı 2008/09 sezonunda toplam 59 asiste imza atan özel bir yetenek.


Bütün bu akıl almaz istatistikleri elde etmiş olan ikiliyi hiç bir ödül için ayırmaya niyetim yok, o nedenle başlıktaki soruyu yanıtlandırmayacağım. Tek isteğim başta belirttiğim mucizenin oylamada yaşanması ve Xavi ile Iniesta'nın eşit sayıda oy alarak bu ödülü paylaşmalarıdır. Yazının sonunda neden bu kadar başarılı olduklarına dair soruyu da Xavi yanıtlasın: "Bizim oyun tarzımızın hiç bir zaman modanın dışında kaldığına inanmıyorum. Teknik direktörler bugünün oyununda yeteneğin kilit rol oynadığının farkındalar. Doğal yetenekler fiziksel hünerlerden daha değerli. Sahaya 11 fizikli oyuncu koyabilirsiniz; ama bence bu kazanmak için yeterli olmayacaktır. Futbolda her zaman yetenek ve beceri saf fiziksel güçten daha değerli olmuştur."

kaynak: Champions dergisi, sayı 43

Hiç yorum yok: