26 Aralık 2010 Pazar

2009 Yılının İzlemeye Değer Beş Yerli Filmi


Bir önceki listenin başlığındaki "yabancı" ibaresi yoldaki yerli filmler listesinin habercisiydi. Bu nedenle çok beklemeden 2009 yılının izlemeye değer beş filmini de bloga eklemek istedim. Listedeki filmler içinden daha önce değerlendirdiklerime filmin ismine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

- Hayat Var
- İki Dil Bir Bavul
- Kıskanmak
- 11'e 10 Kala
- Vavien

2008 Altın Portakal film festivalinde yarışan filmlerin kalitesi son yıllarda ciddi bir çıkış içine giren Türk sinemasının zirvesi sayılabilecek düzeydeydi. O filmleri temsilen burada yer alan Hayat Var, Reha Erdem sinemasının unutulmayacak örneklerinden birini oluşturdu. Reha Erdem gibi Türk sinemasının bir diğer başarılı yönetmeni Zeki Demirkubuz, eski filmlerine oranla bir adım geride kalan bir işe imza atmış olsa da benim listeme girmeyi başardı. Bu önemli isimlerin yanında umut vaad eden yeni isimlerin belgesel - kurmaca tadındaki filmleri 11'e 10 Kala ve İki Dil Bir Bavul, Türk sinemasının geleceğinin de parlak olacağını gösteren önemli örneklerdi. Vavien ise aynı anda hem festival izleyicilerini hem de filmlerden eğlence talep eden kitleye hitap ederek zorlu bir görevin altından kalkmayı başardı.

Hayat Var


Boğaz'da bir kayık. Kayık'ta baş parmağını emen bir kız. "You are my sunshine, my only sunshine. You make me happy when skies are grey" şarkısını söyleyen bir ayıcık, ilk ergenlik dönmeine giren bu kızın hangi derdini unutturablir ki?

İki Dil Bir Bavul

Memleketin bütün sorunlarını kötü niyetli kendini bilmez insanların çıkardığına inanıyorsanız bu filmi izleyerek vakit kaybetmeyin. Görmeyin, duymayın, bilmeyin ve üç maymunun yanına kıvrılıverin. Eğer sorunların temelinde nefretten ziyade iletişimsizliğin yattığına dair bir inancınız varsa, iyi niyetin kin ve nefretin önüne geçebileceğini düşünüyorsanız ilk adımı bu çarpıcı belgeseli izleyerek atabilirsiniz.

Kıskanmak



Dostoyevski, duvara asılı eski bir Beşiktaş arması ve eski filmlerinin kırk yıllık hatrı Zeki Demirkubuz'u da bu listeye eklememiz için yeterli. Tabii bir de Nergis Öztürk'ün hatırlamaya değer performansı var.

11'e 10 Kala


Koleksiyon tutkunu bir elektrik mühendisinin hayatını anlatan bir film, benim için sıradan bir izleyicinin kendini esas karakterin yerine koymasından daha fazla anlam ifade ediyor, bu nedenle 11'e 10 Kala filmine fazladan bir sempati beslediğim de doğrudur. Buna karşın, film kendi hayatını filmin baş karakteri Mithat Bey ile ilişkilendirmeyen izleyiciler için de izlemesi hayli keyifli bir film. Ayrıca Pelin Esmer'in yeni filmlerini de merakla beklememizi sağlıyor.

Vavien


Saraybosna Film Festivali'nde ikinci kez izleme şansı bulduğum Vavien'in daha detaylı bir incelemesine yukarıdan ulaşabilirsiniz. Burada ek olarak bir anımı paylaşıp, Bosna'da sinema çıkışında turist olduğumu anlayıp (Türk olduğumu da anlamayıp) kameralarını bana çeviren Boşnak Televizyonu'na filmi tarafsız bir izleyici gibi övdüğümü belirtmek isterim.

Hiç yorum yok: