2 Nisan 2011 Cumartesi

Dikkat! Bu Bir İhbardır


Yeni yasa sayesinde bu yıl içinde oynanan maçlarda şiddet yaratacak pek çok eylemde bulunduğumu öğrenmiş oldum. Şimdi kendimi ihbar etmek için bu eylemlerimi sıralıyorum ve federasyonun bu eylemlere bir daha sebep olmamam için aldığı önlemleri merak ediyorum.

1) Öncelikle olaylı Beşiktaş - Bursa maçını Hamburg'da Digiturk webtv'den izlemek suretiyle sebebiyet verdiğim olaylar yüzünden Beşiktaş - Gaziantepspor maçını stadyumdan izleme hakkım seyircisiz oynama cezası ile elimden alındı. Bu maç Almanya'da Christmas tatiline denk geldiği için benim ligde takımımı canlı izleme şansım olan az sayıdaki maçtan biriydi. Yeni yasaya göre benim Almanya'dan telefon edip, Beşiktaşlı ve Bursasporlu fanatiklerin bıçaklarını bırakmaları talimatını vermem mi gerekiyor? Federasyonun bu konuda bana karşı yeni yaptırımları olacak mı?

2) Bahsettiğim Gaziantep maçı ligde izleme şansım olan tek maçtı; çünkü Türkiye'de lig fikstürü 10 gün öncesine kadar açıklanmadığı için uygun fiyatla uçak ve otel ayarlayıp Almanya'dan maça gelme şansım yok. Ama ben şiddet eylemlerime devam etmek adına günü ve saati UEFA tarafından iki ay önce belirlenen Beşiktaş - Dynamo Kiev maçına bilet aldım. Bileti alırken de elektronik olanını talep etmeyerek suça meyyal olduğumu hemen belli ettim. Gerçi Biletix'den bilet almak için isim, soy isim, T.C. Kimlik No, kredi kartı gibi bütün bilgilerimi paylaştım ve bileti teslim alırken de zorunlu tutulduğu için kimliğimi gösterdim; ama sanıyorum bilet elektronik olmadığı için bütün bu bilgilerimi federasyondan saklamayı başardım.


3) Beşiktaş - Dynamo Kiev maçında işlediğim bir diğer şiddete yönelik eylem de İstanbul'da aldığım kitap ve dergilerle stada giriş yapma girişimimdi. Gece otobüsle İstanbul'dan ayrılacağım ve Emniyet'in kararıyla Taksim'de otobüs şirketlerine emanet çanta bırakmak yasak olduğu için İstiklal'den aldığım kitapları çantamla stada soktum. Kitap ve dergilerim tam 3 ayrı polis tarafından incelendi ve Ş.Ligi'nin resmi dergisi Champions'ı gören bir polis bana derginin pornografik olup olmadığını sordu. Bütün bu saçmalıklara 10 dakika katlandıktan sonra stada girebildim. Şiddet yasasının ardından Şansal Büyüka Lig Tv'de "Biz bu işi terbiye, eğitim ve kültür ile beceremedik. Dinsizin hakkından imansız gelir" diyerek savundu. Eğer polisin terbiyeli, eğitimli ve kültürlü uygulaması buysa, yeni yasayla gelen "imansız" uygulamayla benim stada girme şansım yok.

4) Suçlarımın en büyüğünü ise sona sakladım. Evet itiraf ediyorum, maça girmeden önce Beşiktaş Çarşısı'nda tavuk külbastının yanına tadını özlediğim için 50 cl'lik Efes bira ısmarladım. Allah'tan maç öncesi stad gişesinde bekleyen tinerci çocuklar "abi bozuklukları ver de maça girelim" diyerek beni tatlı dille gasp ettiler de, ben de kimsenin kafasını yarmadım. Almanya ve İngiltere'de 10'a yakın maça gitmiş birisi olarak, burada bizim maçlara oranla en az 3 kat fazla alkol tüketen taraftarların neden şiddet yaratmadıklarını ise çözebilmiş değilim. "Yoksa şiddetin sebebi alkol değil mi?" sorusunu sorarsam Pandora'nın kutusunu mu açmış olurum?

5) Ben mevcut günahlarımla stada girme şansına zaten sahip değilim; ama stada girmeyi başaranlar artık yerine oturacakmış. Kusura bakmasınlar ama benim gittiğim maçlarda yerimde bir kişi değil, rakiplere söverek kendini maça hazırlayan 50 kişilik bir taraftar grubu oturuyor. Ben bu durumu şikayet ettiğimde güvenlik benim yerimde duran kişinin yerini değiştirip beni adamın 49 arkadaşının arasına mı atacak? Bu durumda devlet bana özel koruma sağlamayı taahhüt ediyor mu? Ayrıca bu durum yalnızca yerimi öğrenebildiğim maçlar için geçerli; çünkü bazen bilet kontrol eden görevliler bileti ortadan ikiye bölerek bana teslim ediyor ve haliyle benim yerimi öğrenmem de mümkün olamıyor.


Bir de ırkçılığa karşı yeni düzenleme getirmişler. Türkiye'nin bir şehrinde doğmayı (ve o şehrin takımında futbol oynamayı)terör örgütü üyesi olmakla eş sayan Bursa taraftarlarına karşı yaptırımda bulunmak için yasada eksik olan neydi acaba? Kanımca "teröre yardım" suçundan yargılanması gereken Bursa taraftarı, "benim ırkçım, senin ırkçın" mantığıyla kollanmadı mı? Aynı takım sezon sonu şampiyon olduğunda kim bu suçu dile getirdi? Aynı taraftar grubu bu yıl İstanbul'da oynanan Beşiktaş maçında bir kez daha, bu sefer Ermenilere karşı ırkçı tezahüratta bulundu gözünüzün önünde ve siz tek cezayı Hamburg'dan maçı izleyen şahsıma kestiniz. Irkçı tezahüratlara olduğu gibi sokakta gün ortası adam bıçaklayanlara da ceza veremediniz.

Ben de oturmuş neler saçmalıyorum. Ermeni olduğu ve fikirlerini gazete çıkararak açıkladığı için öldürülen bir insanın katillerini bulmaktan aciz devlet, stadyumda yapılan tezahüratın peşine mi düşecek? Olsa olsa cinayete karşı "Hepimiz Ermeniyiz" pankartı açanları "Türklüğe hakaret" suçundan içeri alırlar. Ne de olsa yaptıkları yapacaklarının teminatı.

"Endüstriyel futbol ile birlikte taraftar müşteri haline dönüştürülüyor." diyerek isyan ediyordum; ama yanılmışım. Endüstriyel futbolun ağababaları, taraftar hakkında yolunacak kazdan daha ciddi bir görüşe sahip değil. Mevcut durumda bana yeni sezonda maça girmek için devlet tarafından uygulanacak yeni şiddet eylemlerini beklemekten başka bir seçeneğim kalmadı.

Hiç yorum yok: