24 Temmuz 2010 Cumartesi

Bu Arda'yı Ne Yapmalı?



Tıpkı geçen sezonun başı gibi, gümbür gümbür gelen bir Arda Turan bekliyor bizi. Herkesin dilinde de "frikik çalışmış" sözleri var. Fenerbahçe maçında iki frikikle takdir ettirdi kendisini Arda. Topu ayağında çok tutmasıyla hafiften hafife bir Hasan Şaş'lık sezdirse de Arda giderse ne yaparız diye düşünmeden edemiyor insan.

Kaybedilen Fenerbahçe maçlarından sonra klasikleşmiş bir bunalım dönemimiz olur. Hazırlık maçı falan dinlemedi, takım yine karıştı bir yenilginin ardından. Tabii bunda tarafsız medya kuruluşlarının katkısı büyük. Sağolsunlar gecenin saat 2'sinden başlayarak 15 dakikada bir defalarca gösterdiler meşhur otobüs kavgasını bir gün boyunca.

Arda'da Emre Belozoglu tavırları gormek hiç de zor değil. Yaşı ilerledikçe göze çarpıyor bu tavırları. Medyaya tepki, taraftara tepki, oraya tepki, buraya tepki. Sen neden o otobüsten inersin be Arda? Bilmezmisin çarşaf çarşaf yazılacak yaptıkların? Tak iPhone'unu kulağına kapa gözlerini... Gönül isterdi ki daha olgun olabilesin. Böyle şeyleri alttan alabilesin. Tabii bunları buradan yazmak da kolay. Sonuçta kaçımız Arda'nın tecrübe ettiği yoğunlukta bir medya ve kamuoyu baskısının altında kaldık? Kaçımız koca bir camianın en öndeki adamlarından biri haline geldik?

Galatasaray'ı gerçekten seviyorsan söylenenleri sallamayacaksın, ne olursa olsun Galatasaray'dan soğumayacaksın, diye düşünürdüm hep. İşin derinlerine indikçe, Arda'nın kırgınlığının sebebini, kaptanın Galatasaray'a gerçekten bağlı olmasına ama bu sevginin taraftarlar tarafından karşılıksız bırakılmasına bağlayabiliriz.

''Maçtan sonra oradan çıktık ve 45 dakikada durduk. Bu süre içinde taraftarlarla fotoğraf çektirdik. Fenerbahçeli arkadaşlar geldi, onlarla bile fotoğraf çektirdik. Fakat bazı arkadaşlar aşırı hareketler yaptılar. Biz de çok aşarı tepki göstermedik aslında. Yapmayın gibilerinden bir şeyler söyledik. Sonra küfür ettiler. Tabi sinirlenen arkadaşlar oldu. Ama bizim aşağıya inmekteki amacımız onları yatıştırmaktı, gönüllerini almaktı. Görüntülerde de onların gönlünü almaya çalıştığımız ortada. Bize saldırmayı düşünen arkadaşlar oldu. Belki otobüsten inmememiz gerekiyordu. Ama onların gönlünü almaya gittim. Sonra görüntülerde gördüm ki gönlünü almaya çalıştığım kişi bana küfür ediyor. Farkında değildim, canı sağ olsun. Biz Galatasaraylılardan gelecek her şeye razıyız.''

Kaptanın bu sözleri, olgun bir kaptanlığa adım atması yolunda umut verici. Bu sene onun için çok büyük bir sınav olacak. Hiçbir zaman olmadığı kadar magazinlerde yer alacak. Taraftar onu eleştirmek için birçok şey bulacak (ben dahil). Takımın kötü gidişinde (ki kötü gidiş çok muhtemel gözüküyor) Rijkaard'dan sonra hedefteki ilk isim olacak.

Ama unutmamak lazım ki bu sezonla ilgili küçük bir umut ışığı varsa, o da Arda'dır. Takımı karıştırsa da, taraftarı ayırsa da, sevgililer gününde sakatım dese de, ne 10'la oluyor bu iş, ne 10'suz... Kaptanın kendini temize, takımı düzlüğe çıkarması dileğiyle.

Bu arada Arda'nın tatildeki resmini eleştiri amaçlı koymadığımı da belirteyim. Hoşuma gitti sadece. Helalühoş olsun :)

Hiç yorum yok: