29 Temmuz 2010 Perşembe

Şanslı Bir 2-2 ve Miroslav Stoch



Eksiklerden ve hazır olmayan bir takım oluşumuzdan dolayı ve ilk resmi maçımızın İsviçre'de dahi olsa kritik bir Şampiyonlar Ligi ön elemesi deplasman maçı oluşunu göz önüne aldığımızda, aslında beklenmesi gereken kötü bir futbol oynadık. Maçın ilk dakikalarından itibaren (erken attığımız gol haricinde) 2 sezon önce oynadığımız Partizan deplasmanının bir kopyası gibiydi. Yine bir deplasman, bomboş bir orta saha ve anlaşılamaz bir top yapamama sendromuyla birlikte, Önder-Bekir-Bilica-Santos 4lüsünün arkaya kaçırdığı inanılmaz toplarla, aslında kimsenin tanımadığı, kapalı kutu, ama yine de "kağıt üzerinde" Fenerbahçe'den kötü dediğimiz Young Boys gol kaçırma rekoru kırdı. Partizan'ın bize karşı ilk 15 dakikada 2-0 öne geçip bir 3. gollerinin de ofsayt nedeniyle sayılmadığını düşünürsek, sanırım Emre'nin erken golünün bu berbat maçtaki önemi çok daha iyi anlaşılır. Young Boys'un forvetindeki Thierry Doubai ve Henri Bienvenu (bu Thierry ve Henri adları da nasıl bir tesadüfse) 3 sezon önce bir başka ön elemede oynadığımız Randers maçındaki Djiby Fall isimli arkadaşı hatırlattı bana. O, Kadıköy'deki ilk maçta yine erken bir gol atıp Randers'ı 1-0 öne geçirdiğinde yaşadığımız korkunun bir benzerini, Bienvenu-Doubai 2lisi topla her buluştuğunda yaşadım. Araya atılan topların da ötesinde, özellikle Bienvenu'nun ilk golde olduğu gibi defansımızı çok çabuk geçebilmesi, Volkan'a küfür rekoru kırdıran defansın yan toplardaki çaresizliği ve bizim sol kanadımızda Degen-Sutter ikilisinin Santos'u kevgire döndürmesi maç boyunca korkuyla ve sinirle izlediğimiz sahnelerdi.

Gökhan, Lugano ve hatta İlhan'ın da dönüşüyle birlikte defans hattımızın geçen senenin sonlarındaki gibi pozisyon vermeyen hale bürüneceğini varsayabiliriz. Bu kadar pozisyon vermemizin tek nedeni defans 4lüsü değil tabii ki. Maç boyunca nerde durduğunu, ne yaptığını, hangi topa bastığını çözemediğim Cristian, ve Santos'un önünde oynayan Stoch ve Alex'in geriye çok fazla dönmemesinin yanı sıra Kazım isimli plaj futbolu topçusunun da yine gereksiz bir kırmızı kartla takımına yaptığı saygısızlık da, zaten 8-9 kişi atağa çıkan Young Boys'un orta saha üstünlüğünü ele geçirip arka arkaya pozisyonlar bulmasını sağladı.

Bu kadar şey yazıp, Stoch'tan sadece "Santos'u yalnız bıraktı" şeklinde bahsetmem her şeyden önce ona ayıp olur herhalde. Top ayağına geldiğinde ayakları birbirine dolaşan, "top benden çıksın de ne olursa olsun" düşüncesine sahip onlarca Fenerbahçe futbolcusu izleyen gözlere ilaç gibi geldi Stoch. Galatasaray almasın diye mi alındı, geçen seneki Twente maçlarında mı beğenildi, Aykut Kocaman'ın isteğiyle mi alındı türü polemikler umrumda bile değil. Stoch bir aksilik olmazsa Fenerbahçe'nin son senelerde yaptığı en doğru, geleceğe dair en umut veren ve verimli yabancı transferlerinden biri olacaktır.

Küçük bir paragraf da Kazım ve bugün oynamayan Issiar Dia transferiyle ilgili olsun. Mehmet Topuz, Özer, Deivid ve Kazım gibi devşirme sağ kanatlar varken ve beklenen forvet transferi hala gerçekleşmemişken, bu adı sanı çok fazla duyulmayan Nancyli futbolcunun transferi kimseyi tatmin etmemişti. Hala onun hakkında bir şey söylemek imkansız; ancak en azından sağ kanatta Kazım gibi laubali ve dengesiz bir adamın tekel olmasını engelleyecek olması bile iyi ki sağ kanada bir adam aldık dedirtiyor. Zaten Deivid'in 6+2+2'in son 2'sinde olacağını varsayıyorum. Bence Mehmet ve Özer, Cristian ve Alex'in ilk 11 alternatifleridir Fenerbahçe kadrosunda. Kazım da kendisine çekidüzen verip sorunlarından kurtulursa Dia'ya iyi bir yedek olur, yoksa sadece arada bir parlayan, birçok maçta takımı yarı yolda bırakan, sorunlu bir eski Fenerbahçeli futbolcu olarak hatırlanacak.

Sonuç olarak ön elemelerde önemli olan turu yakalayacak skorları elde etmektir. Yakın zamandan verdiğim Partizan deplasmanı (2-0'dan 2-2'ye çevirmiştik) ve 1-0'dan kazandığımız Kadıköy'deki Randers maçı örneği gibi, bu maç da tur için kötü bir skor sayılamaz. Hele ki böyle berbat bir oyun ve oldukça eksik bir kadroyla. Gökhan, Lugano, Mehmet, Özer, Dia ve gelecek yeni forvetle birlikte, en azından bunların birkaç tanesinin ilk 11'de oynayacağı rövanş maçında Young Boys'u elemememiz için hiçbir sebep olmamalı.

Bir sonraki ön eleme turunda seribaşı olmamız için Zenit ya da Ajax'tan birinin elenmesi gerekiyor ve bu 2 takımın da ilk maçlarında rakipleriyle berabere kaldığını düşünürsek, her ne kadar bugün Young Boys tarafından oyun olarak ezilsek de rövanşta Kadıköy'de kazanıp Zenit/Ajax'dan birinin elenmesini bekleyerek güzel bir Şampiyonlar Ligi son ön eleme kura çekimine gidebiliriz.


Stoch Notu: "Chelsea mavisi" Fenerbahçe forması ona gerçekten çok yakıştı.

Hiç yorum yok: