1 Ekim 2010 Cuma

Hayırsız Mâlubiyet


Mâlubiyetin hayırlısı olur mu demeyin. 2-1'lik, 1-0'lık yenilgidense 4-5 fark yemeyi tercih ederdim. Çünkü kısa vadede sorun çözebilecek en basit şey sağlam bir şok olurdu takım için.

Teknik kararlardan oyunculara kadar, neresinden tutarsanız elinizde kalıyor bu takım. Cana'nın oyundan alınması ne demek? Barış'ın sahada kalması hangi düşünceyle yapılıyor?

Ayhan ve Serkan'ın bu hafta ne vaziyette olacaklarını söylemiştim zaten. Küme düşen takım da kırk yılda bir iyi bir oyun oynuyor. İBB maçı da öyle bir maçtı işte.

Son zamanların en skandal hakemliğini yapan Aytekin Durmaz'a da bir selam çakmak gerek, ama yine de "hakem olmasa bu maçı çatır çatır kazanırdık" dedirtecek bir takımımız yok. Gökhan Zan Emenike karşısında dünya aleme rezil oldu. Omzu yiyen yerde, koşmak yok. Top kimdeyse o oyuncunun etrafında 40 metre çapında bir boşluk oluşuveriyor. Karabük çatır çatır tek pas yaparken bizim verdiğimiz tüm pasların diğer ucunda bitiveriyorlar. Adam gibi basacak, top kazanacak güçten yoksunuz.

Trabzon'un 6 attığı Sivas'a, Beşiktaş'ın 4'lediği Karabük'e maç veriyoruz, Kadıköy'de Fener'i mi yeneceğiz de ilk ikiye gireceğiz? Bakalım daha ne kepazelikler bekleyecek bizi derbilerde... Şükrediyorum sağda solda Fenerli insanlar görüp de dalga konusu olmayacağım diye.

Bu sezon da burada biter... Sırıta sırıta Gökhan Zan'ı izleriz biz de.

Hiç yorum yok: