12 Mart 2010 Cuma

Beşiktaş 2-0 İ.B.B: Zirve yarışına başlayan bir gemi kalkar bu limandan


Kayseri galibiyetinin ardından, İstanbullu rakiplerin puan kayıplarının da gelmesiyle Beşiktaş'ın yeniden zirveye oynama fırsatı doğmuştu; ancak bu fırsatı kullanmak için yenmemiz gereken takımın İ.Belediye olması bütün Beşiktaşlıların huzurunu kaçırmıştı açıkçası. Ertuğrul'un başımızda olduğu sezon, Necati'nin golleriyle liderliği kaybettiğimiz maçtan bu yana bütün Beşiktaşlılar Belediye'den ayrıca korkar hale geldiler. Pasa ve kontra atak futboluna dayalı futbolu başarılı şekilde oynatan Abdullah Avcı'nın takımını yenmek yine zor görünüyordu, hele ki orta sahada Fabian Ernst yokken. Zaten Beşiktaşlıların maçın ilk dakikasından itibaren "yere yatsana Abdullah Avcı" diye tezahürat yapmasının esas nedeni de Abdullah Avcı'nın, Beşiktaş'a taktığı sayısız çelmeden birinin daha çarşamba gecesi gerçekleşme ihtimaliydi.

Neyse ki korkulan olmadı, Mustafa Denizli taktik olarak çok iyi hazırlandığı maçta İ.B.B'ye fırsat vermeden maçı almasını bildi. Geçtiğimiz sezondan bu yana görmediğimiz taktik değişikliklere bu maçta yeniden şahit olduk. Öncelikle, Toraman'ı ön liberoya alan Denizli, hücuma çıkarken iki bekini birden çıkarmak adına Toraman'ı stopere kaydırarak dönem dönem 3-5-2'ye geçiş yaptı. Geçen yıl aynı taktiği Sivok'u ön libero oynattığı maçlarda görüyorduk. Kanatlardan yeterli verimi alamadığını görünce de Toraman'ı sağ beke kaydırıp Ekrem'i sol açığa, Tello'yu da ortaya aldı, bu da topun kontrolünü ve pozisyon zenginiliğini Beşiktaş'a getiren hamle oldu. Ekrem'le kaçan net bir fırsatın ardından, 43. dakikada Bobo'nun forvet özelliklerini bizlere sergilediği güzel gol, maçı da Beşiktaş'a çevirdi.

Devrenin 1-0'lık Beşiktaş üstünlüğüyle sonuçlanması da taraftarın rahatlamasına yetmedi, bu da devre arasında Abdullah Avcı'ya yapılan tezahüratın devam etmesine neden oldu; ancak Holosko ile gelen ikinci golün ardından taraftar da hem maçın hem de zirve yarışının Beşiktaş'a geldiğini gördü ve bu çoşkuyla birlikte bu sezonun en güzel tribün şovu da başlamış oldu. Gerek Demirören'in tutumu, gerekse takımın isteksiz oyunu yüzünden rafa kaldırılan Pulp Fiction, Dale Cavese ve diğer pek çok tezahürat yeniden boğazın semalarında yankılanmaya başladı. Tribünün tek burukluğu ise, üçlü çektirmesi için çağırılan Alen'in maça girme yasağından kaynaklandı.

Bu maçın sonunda anmamız gereken futbolculara da hemen değinelim. Öncelikle orta sahada görevini eksiksiz yerine getiren, maç içinde tribünlerin oyuncuların isimlerini sayarken ismini ilk sırada söylediği ve Mustafa Denizli'nin de tribünlerin alkışlaması için 85. dakikada oyundan aldığı Necip Uysal var. Son dönemde takıma altyapıdan giren oyuncularından istediği verimi bir türlü alamayan Beşiktaş seyircisine yeni bir umut verdi Necip. Şimdiden uzun vadeli konuşmayalım; ama altyapı konusunda takıntılı olan Beşiktaş seyircisinin uzun yıllar boyunca ismini haykırmak istediği bu adamın geleceği bizleri heyecanlandırmaya başladı.


Bugünlük ikinci sırayı alan ise kaptanımız İbrahim Üzülmez. 2000'li yıllarda sol kanadımızı tapulayan futbol emekçisi Deli İbrahim, 36. yaşgününü Belediye galibiyetiyle kutladı. Takımdaki pek çok oyuncuya örnek olacak azmi ve performansıyla sanki daha uzun yıllar sol bekte görev yapacakmış gibi duruyor Delinho. Çarşamba gecesi oynanan maçta da ligde Beşiktaş formasını 270. kez giydi ve bu rakama Beşiktaş tarihinde ulaşan 12. isim oldu. Maç sonrası yaptığı açıklamada da Kapalı'nın önünden attığı deparları iki yıl daha sürdürmek istediğini söyledi. Yapar mı yapar Üzülmez, zaten geçen yıl terlik kavgası nedeniyle kaptan olarak kaldıramadığı şampiyonluk kupasını bir kere de kaptan olarak kaldırana kadar bir yere gitmeye niyeti yoktur onun.

Galatasaray maçı, İnönü'de oynanan son maçtı ve o maçtan ayrılan Beşiktaşlılar, Kazan'a yürürken şampiyonluk gemisini Beşiktaş iskelesinden uğurladıklarını düşünüyorlardı. Çarşamba akşamı ise o iskeleden zirve yarışına kalkan yeni bir gemiye büyük umutlarla el salladılar. Son on haftaya girerken Beşiktaş, geçen yılın sonunda yakaladığı formu bu sene de bulabilirse şampiyonluğa da yeniden ulaşacaktır.

Hiç yorum yok: