7 Mart 2010 Pazar

Dünya Kupası Finalistleri #4 - Almanya


Eğer Dünya Kupası hakkında gerçekçi yorumlar yapmak istiyorsanız, işe Almanya'dan bahsederek başlamalısınız. Her turnuvanın favorisi olan Almanlar, otoritelerin pek şans vermediği son iki Dünya kupası'nda bir final ve bir yarı final oynadı. Bu durum onları son iki Dünya kupası'nda yarı final gören tek takım yapıyor. Gelenek, istikrar ve meşhur Alman disiplini, bir kuşak değişiminin sancılarını yaşamaya başlayan national mannschaft'ın bu turnuvada da en önemli yardımcıları olacak.

Beklentiler:

Alman milli takımından bahsediyorsanız beklentilerinizi aşağıda tutamazsınız. Ev sahibi oldukları Dünya Kupası'na iddialı bir takım kurmak adına altyapılara ciddi yatırımda bulunan Almanlar, bunun karşılığını da 2006'yı 3. sırada tamamlayarak aldılar. Aynı kadroyu koruyarak katıldıkları Euro 2008'de de finali İspanya'ya kaybettiler. Şimdi yeni gelen yetenekli isimlerle daha da zengin bir kadroya sahipler; ancak takımın bel kemiğini oluşturan Lehmann, Metzelder, Frings ve Schneider'in yerine geçen Adler, Serdar Taşçı, Trochowski, Mesut gibi isimler turnuva öncesi pek güven sağlayamadı. Yine de Arjantin maçına çağırılan 26 kişilik kadroda rotasyona girebilecek farklı stilde oyuncuların mevcut olması Löw'e başka seçenekler de sunuyor. Bu arada son çağırılan 26 kişilik kadrodaki 19 ismin 25 yaş ve altında olduğunu eklediğimizde, Almanya için bu turnuvanın yeni bir dönemin başlangıcı olacağını da öngörebiliriz. 2010'da Sırbistan, Gana ve Avustralya'nın olduğu zorlu bir gruba düştüler ve ileriki turlar içinde kuranın zor tarafında olduklarını düşünüyorum.

İyimser Senaryo:

Kendini yıllardır Avrupa'nın bir numaralı milli takımı olarak gören Almanlar, İtalya'nın kazandığı dördüncü yıldızdan sonra iyice hırslandılar ve şampiyon olarak İtalya ile şampiyonluk sayısını eşitlemek isteyeceklerdir; ancak gerçekçi bir iyimser senaryoda Almanların yarı finale kadar gidebileceklerini düşünüyorum.

Kötümser Senaryo:

Löw'ün yeni gelen isimleri kadroya monte etmekte zorlanması ve takımın beklenen performansın altında kalması, ABD'ye, 8 yıl önce Frings'in eline kurban gittikleri turnuvanın intikamını almak için bir fırsat verebilir. Bu da Almanya'nın 2. turda turnuvaya veda etmesi anlamına geliyor.

Muhtemel Kadro:

Diziliş: 4-4-2

Kaleci: Adler

Defans: Friedrich-Mertesacker-Serdar Taşçı-Lahm

Orta Saha: Trochowski-Hitzlsperger-Ballack-Schweinsteiger

Forvet: Klose-Podolski

Takıma son iki turnuvada başarıyı getiren 4-4-2 sistemi bu turnuvada da terk edilmeyecektir. Kalede Adler ilk büyük turnuvasına çıkacak, orta sahada ise Rolfes'in sakatlığı planları bozdu. Turnuva öncesinde takımda denenen bazı isimler son açıklanan 26 kişilik kadroda yer bulamadı ve ilk kez tahmin edilmesi zor bir Alman milli takımı ile karşı karşıyayız. 21 yaş altı Avrupa şampiyonu olan takımın yetenekli isimleri Mesut, Marin, Kroos ve Thomas Müller de bu belirsizlik döneminde kendilerine yer bulmak için mücadele verecekler. Forvet hattının sıkıntı çekmesi durumunda dev santrafor Mario Gomez'in ilk 11'e yerleşmesi hiç de zor değil.

Yıldız oyuncu: Michael Ballack (Chelsea)


2000'ler Alman futbolunun sembol ismi Ballack, bu yaz muhtemelen son Dünya Kupası finalinde boy gösterecek ve tek hedefi kupaya uzanmak olacak. 2001-02 yılında Şampiyonlar Ligi finali de dahil olmak üzere 3 kulvarı da finalde kaybeden ve Bayer Neverkusen lakabını kazanan takımda parladı ve 2002 Dünya Kupası'nda ilk 11'de yer aldı. Almanların tarihlerindeki en düşük beklentiler ile katıldığı turnuvada Oliver Kahn ile birlikte yıldızlaştı ve takımını finale sürükledi. Aldığı kart cezası nedeniyle bu finalde yer alamaması ise kariyerinin en büyük hayal kırıklığı olarak hala hafızalarda. Bu Neverkusen kültürü Ballack'ın peşini bir türlü bırakmadı, Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için gittiği Chelsea'de kupaya uzanamadı, 2006 ve 2008 turnuvalarında kupaya bir adım kala elenerek bronz ve gümüş madalyalarla yetindi. Kritik anlarda attığı gollerle Alman milli takmında çilingir görevi gören kaptan, bu yaz kariyerine en büyük kupayı ekleyebilmek adına ekstra bir motivasyonla sahada olacak.

Patlama Yapması Muhtemel İsim: Mario Gomez (Bayern München)

Euro 2008'de gösterdiği performans onun yeteneklerine hayran olan futbolseverler için tam bir hayal kırıklığıydı; ancak Stuttgart'ta her iki maçta bir gol bulduğu müthiş istatisktikleri, Bayern yöneticilerinin onu takımlarına katmak için 30 milyon euro'yu gözden çıkarmaya ikna etti. İki yıl önce Juventus yöneticilerinin onun için 20 milyon euro'luk bir teklif yaptıklarını düşündüğümüzde, Bayern'in ödediği ücretin makul olduğunu söyleyebiliriz. Bir santarforun sahip olması gereken güce, hava topu hakimiyetine ve golü koklama özelliklerinin hepsine sahip olan Gomez'in henüz 24 yaşında olduğunu da hatırlatalım. Kariyerinde bir adım öteye geçmek için yapması gereken ise bu yaz tatmin edici bir milli takım performansı ortaya koymak.

Bir Portre: Bastian Schweinsteiger (Bayern München)


Odamda imzası bulunan yegane futbolcu olması nedeniyle Schweinstegier'e ayrı bir sempati beslediğim doğrudur, geçen yıl aldığım Bayern München formasına da adını yazdırabildiğim için oldukça memnunum. Kendisini izleme şansı bulduğum maçta meşhur şutlarından biriyle Bayern'in ikinci golünü atmasının ardından, hoparlörden yükselen "Bastian" sesine "Şıvaayynştaygeeeeer" diye anırarak karşılık verdiğim an da, futboldan en çok keyif aldığım anlar listesinde ilk beşi zorlar. Zaten adamda öyle bir isim var ki, maçı 7-0'a taşıyan dandik bir gol atsa dahi insanda ismini haykırmak isteği uyandırıyor. Orta sahanın defansif, ofansif, orta, kanat her bölgesinde görev yapabilen, güçlü ve agresif yapısıyla doksan dakika rakiplerin belalısı olan bu adamın henüz yirmi beş yaşında 73 kez A milli takım forması giymesi de tesadüf değil. Champions'ın 2009 Nisan sayısında yayınlanan röportajında, kırsal alanda büyüdüğünü ve bu nedenle futbol oynamak için pek çok alan bulduğunu söyleyen Schweinsteiger, küçükken kayak yapmasının da kaslarının güçlenmesinde ve füze gibi şutlar çıkarmasına oldukça faydası dokunuduğunu eklemiş.

Hiç yorum yok: