31 Mart 2010 Çarşamba

Dünya Kupası Finalistleri #8 - Hollanda


Dünya kupası değerlendirmelerimizde gözümüzü turuncudan alamadığımız için Hollanda'yı yazmaya karar verdim. Avrupa kıtasından Dünya Kupası'na katılma hakkını ilk elde eden takım olan ve elemelerde bütün maçlarını kazanan Hollanda, buna karşın turnuvanın favorilerinden biri olarak görülmüyor. Bunun nedenlerini ve Hollanda'nın turnuvadaki şansını bu yazıda inceleyeceğiz.

Beklentiler:

Van Nistelrooy, Davids, Seedorf, Overmars gibi isimlerle Euro 2004'te turnuvanın en güzel futbolunu oynayan Hollanda, yarı finalde ev sahibi Portekiz'e elendiğinde, pek çok otorite benzer bir görüşte birleşmişti: "Hollandalılar turnuva kazanacak disipline sahip değiller." Ne yazık ki Hollanda, Euro 88 dışında bu söylemin aksini ispat edecek bir turnuva oynayamadı. Oranje, Euro 2004'ten bu yana büyük favoriler arasında gösterilmiyor, bu turnuva sonrasında takıma monte edilen yeni jenerasyonun önemli isimleri de kulüp düzeyinde kendilerini ispatlama şansı bulamadı. 2010'a gelirken kadronun belkemiğini oluşturan bazı isimler, bu turnuvanın büyük bir kulübe gidebilmek veya büyük kulüplerde tutunabilmek adına son şansları olduğunun farkındalar. Bu nedenle favori olmamalarına karşın, baskıyı üzerlerinde hissedecek bir takımla karşı karşıyayız. Bu baskıyı kırmak için en önemli kozları ise grupta yapacakalrı iyi bir başlangıç olacaktır. Elemelerdeki harika performanslarını grupta sürdürebilmeleri durumunda kendine olan güvenlerini kazanarak turnuvada ilerlemeleri mümkün.

İyimser Senaryo:

Sağlam bir performans ortaya koyarlarsa çeyrek finali görmeleri zaten olası. Eğer G grubunda liderliği Portekiz alırsa, Hollanda'nın yarı final ihtimali de artar. Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda Euro 2004 ve 2006 Dünya Kupası'nda karşı karşıya gelen ve kanlı bıçaklı duruma gelen bu iki takımı çeyrek finalde izlemek oldukça keyifli olacaktır.


Kötümser Senaryo:

Grupta Kamerun veya Danimarka'nın iyi performansının altında kalıp grup ikincisi olmaları durumunda 2. turda İtalya'nın karşısına çıkıp turnuvaya sessiz sedasız veda edebilirler. Bu durumda "Hollanda turnuva takımı değil" diyenlere bir koz daha vermiş olurlar.

Muhtemel Kadro:

Diziliş: 4-5-1
Kaleci: Stekelenburg
Defans: Ooijer-Mathijsen-Heitinga-Van Bronckhorst
Orta Saha: Kuyt-Van Bommel-De Jong-Van der Vaart-Robben
Santrafor: Huntelaar

Van Basten'in 4-2-3-1 dizilişinin benzeri bir diziliş Bert van Marwijk yönetiminde de devam ettirildi ve elemelerde oldukça iyi sonuç verdi. Aynı dizilişe karşın kadroda belirli değişiklikler var. Van der Sar ve Van Nistelrooy gibi kilit oyuncular milli takımda yer almadılar; ancak turnuva öncesi bir geri dönüş olabilir. Takıma katılan önemli bir isim ise Van Basten ile tartıştığı için milli takımda yer almayan Van Bommel. Van Bommel, Hollanda'lılara çok ihtiyaç duydukları sertliği katan isim olabilir. Hücum hattına bakıldığında ise her Hollanda takımında olduğu gibi yetenek bolluğu olduğunu görüyoruz. Gerçi Van Persie'nin sakatlığı bu rotasyonu biraz daralttı; ancak Hollanda hala Sneijder, Robben, Van der Vaart üçlüsünden birinin yedek oturduğu bir kadro zenginliğine sahip.

Yıldız Oyuncu: Arjen Robben(FC Bayern München)



PSV'de yaptığı çıkışla büyük takımların dikkatini üzerine çeken Robben, soluğu Abramoviç'in milyonlar saçtığı Chelsea'de almıştı. Burada Mourinho yönetiminde kazandığı iki şampiyonluğun ardından Real Madrid'in yolunu tuttu ve İspanya başkentinde iki şampiyonluk daha gördü; ancak 6.2'lik Barcelona depreminin ardından yeniden yapılanmaya giden Real Madrid'de kapıya konan isimlerden biri oldu. Onu 24 milyon Euro'ya kadrosuna katan Bayern Münih ise bence transfer döneminin en akıllı hamlelerinden birine imza attı. Bugünlerde Almanya'da attığı muhteşem goller ve giydiği uzun içlik ile gündem yaratıyor. 2006 ve 2008'de Hollanda'nın en çok parlayan yıldızıydı. Özellikle Fransa'ya neredeyse açı yokken attığı gol unutulmaz bir an olarak futbolseverlerin hafızalarına yerleşti. Ondan benzer bir performansı bu turnuvada da beklemek hayalcilik olmaz.

Patlama Yapması Muhtemel İsim: Klaas Jan Huntelaar (AC Milan)




Ajax'ta peşi sıra attığı goller ve Hollanda Ümit Milli Takımı ile kazandığı Avrupa Şampiyonluğu'nun ardından kendisi hakkında beklentiler oldukça yükseldi. Zaten santrafor çıkarmakta uzman olan Hollandalılar'ın son bombası Huntelaar'ın kariyeri, bir önceki sezonun Ocak ayında Real Madrid'e gelmesiyle düşüşe geçti. Zaten krizde olan Real Madrid'de şansını kullanamayan Huntelaar, sezon başında bir başka büyük kulübe geçme şansı buldu ve Milano'nun yolunu tuttu; ancak orada da istikrarı yakalayamadı. Bugüne kadar büyük turnuvalarda Van Nistelrooy'un yedeği olan Huntelaar, artık 11'in değişmezi ismi konumunda. Gol içgüdülerinin kuvvetli olması ve özellikle kanatlardan beslendiği zaman etkili olması, Hollanda'nın kanatları etkin kullanan sisteminde onu yeinden parlatabilir. Takımın bu turnuvada göstereceği performans da van Persie'nin sakatlığının ardından onun bireysel performansına oldukça bağımlı hale geldi.

Bir Portre: Dirk Kuyt (Liverpool FC)


Önce Feyenoord'da gol kralı olarak ismini duyurdu, sonrasında Liverpool'da gösterdiği performans ve hırslı oyun yapısıyla Kop'un favori isimlerinden biri haline geldi. Kop'un kendisi adına ürettiği "put your hands up for Dirk Kuyt - he loves the city" tezahüratı da bunun en güzel göstergesi. Güçlü fiziğiyle hava toplarında etkili olması, Liverpool'un Gerrard ve Torres ile geliştirdiği hızlı atakların başalması adına kilit bir öneme sahip. Hollanda milli takımında da aynı mevkide bu kez Van der Vaart ve Robben'i pozisyona sokmak için sahada olacak. Golcü kimliğiyle özellikle grupların ardından oynanacak eleme maçlarında kilit rol üstlenebilir.

Hiç yorum yok: