14 Ağustos 2010 Cumartesi

Beyaz Sayfa...

Bloga yazı yazabilecek ferahlığa erişmenin huzuru ile biten maçın asap bozukluğu arasında kalmış durumdayım. Hollanda'ya gelişimin 10. gününde 3. evime yerleştim, temizliği bitirdim, Digiturk'un WebTV denen nimetine üye oldum... Arkadaşlarla biralar dizildi, maçı izliyoruz... Her şey yolunda. Ama geçen koca senede sadece geriye gitmekle meşgul olan takım tüm keyfi kaçırdı.

Takımın kanseri olan duran toplar yenilen ilk golde yine kendini gösterdi. Luc-Mehmet Yıldız mücadelesinde faulun aleyhimize verilmesi büyük bir skandal da olsa bu golleri yemek bize müstehak. Bu üç değil beş değil. Hesabını tutamıyorum artık duran toplarda yenen gollerin.

Bireysel olarak göze batan isim ise Ali Turan'dı. Bu kadar facia bir sağ bek performansı uzun süredir izlememiştim. (Şimdi Bucaspor'un sağ bekine bakıyorum da, Ali Turan kadar kötüymüş o da.) Sabri'ye her fırsatta saydıranlar Sabri'ye şükretmemiz gerektiğini anlamışlardır herhalde.

Biz Türkiye sayfasını kapatıp Hollanda'da beyaz sayfayı açmışken Galatasaray'da da yeni sayfaların açılması yakındır. Yönetimin gideceğini düşünmesem de haftaiçindeki UEFA maçında yaşanılacak muhtemel hüsran çok sevdiğim Rijkaard - Neeskens ikilisinin sonu olabilir. O olmasa da Ekim sonunu zor çıkaracaklar gibi görünüyor. Gitmelerini hala istemiyorum şahsen. Ama Türkiye'deki mentaliteyle uyuşamayacakları da yüksek ihtimal gibi gözüküyor. Sonuçta biz bek ve orta saha yoksunluğundan şikayet ederken Sivasspor bizden daha kaliteli bek ve orta sahalarla mücadele etmiyor. Türkiye'de oynatmamak üzerine kurulmuş düzen. Bizim Hollandalı'ların elinde de Ayhan-Mustafa Sarp varken, oyuna alınabilecek tek oyuncu olarak da Barış Özbek kalmışken fazla bir şey beklememek lazım. Üzerine bir de Emre'yi, Servet'i, Kewell'ı ve goldeki pası dışında olumlu bir şey gösterememiş olan Arda'yı koyun... Tabii bu bakımdan Arda'ya şükretmek lazım en azından golü attırdı diye. Takıma kısa vadede yapılabilecek en mantıklı müdahale, geri dörtlüyü Allah'a emanet edip Cana-Neill-Elano orta üçlüsüne bir şans vermek. Sonuçta ne yaparsak yapalım, geride dikiş tutmuyor.

Yazıyı burada keseyim, zira Eindhoven'ın bar sokağı beni bekler. Bu arada fanatik Galatasaraylı popülasyonu sebebiyle Sivas maçını PSV'nin maçına tercih eden kafamı duvarlara vurmaktayım. PSV 6-0 devam etmekte... Yaz Helvası'na selamlar olsun. Yerleşememem sebebiyle haberleşemedik. En kısa zamanda irtibata geçeceğim :)

1 yorum:

Yaz Helvası dedi ki...

Sana da selamlar abi. Geçen sene GS bir maç kaybetse sonrasında senden "neyse ben barlar sokağına kaçıyorum" diye biten bir yazı görmek benim için hayaldi ama orada işler tıkırında anlaşılan:))