24 Ağustos 2010 Salı

FIBA Dünya Şampiyonası 2010: Grup C Değerlendirmesi


Grup değerlendirmelerinde sırada milli takımımızın bulunduğu Ankara grubu var. Avrupalıların üstünlük kurması beklenen grupta sürpriz yapabilecek ekip ise Porto Riko olacak gibi görünüyor. Türkiye - Yunanistan gibi dünyanın en büyük spor rekabetlerinden (iyi niyetimden ötürü sadece sporla sınırladığım bir rekabet) birinin son durağı da Ankara olacak. Grup liderliği önemli; çünkü ikinci olan ekibin finale ulaşmak için çeyrek finalde ABD, yarı finalde de İspanya'yı elemesi gerekebilir.

Değerlendirme:

Tanjevic ile 5 yıldır hazırlanmakta olduğumuz 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası sonunda geldi çattı. Bu dönemde 1987 doğumlu jenerasyonun önemli isimleri milli takıma hazırlandı; Kaya, Mirsad gibi çeşitli isimlere milli takım yolu kapandı ve Mehmet ile Engin gibi kadroda düşünülen isimler de sakatlıklar nedeniyle kadroda yer alamayınca 2010'un 12 dev adamı biraz eksik de olsa belirlendi. Bu süreçte en büyük hayal kırıklığını şüphesiz şutör guard yetiştiremeyerek yaşadık. Cenk Akyol'un istenen seviyelere gelememesi nedeniyle kritik şutları sokacak bir isimden yoksun olarak turnuvaya geliyoruz. Hidayet 2001 yılındaki harika Avrupa Şampiyonası'nın ardından kendisinden beklenen lider rolüne bir türlü soyunamadı.

Bütün bunlara karşın turnuva öncesi çok da karamsar bir tablo çizmeye gerek yok; çünkü kadroda pek çok olumlu nokta olduğunu da eklemek gerekiyor. Öncelikle bütün eksiklere karşın pek az takımda bulunabilecek genişlikte bir uzun rotasyonuna sahip olduğumuzu belirtmek gerekiyor. Kerem Tunçeri de takım liderliğine soyunmuş durumda ve bu konuda oldukça olumlu sinyaller vermekte. Eğer kritik anlarda tedirginliğe düşmeyi bırakıp bazı oyuncuların sorumluluk almasını sağlarsak kendi evimizde oynanan bu turnuvada unutulmayacak bir başarıya imza atabiliriz.

Bu konuda önümüze çıkacak ilk büyük engel ise ezeli rakibimiz olan komşumuz Yunanistan. Köklü basketbol geçmişiyle ve son yıllarda kazandıkları büyük başarılarla ne kadar iddialı bir takım olduklarını herkese gösteren Yunanlıların en önemli kozu ise bizim yoksun olduğumuz kritik anlarda sorumluluk almayı bilen oyuncularının fazlalığı. Spanoulis ve Diamantidis gibi harika oyun kurucuların yönettiği Yunanistan'ın pota altı da "Baby Shaq" Sofo ve Bourousis gibi kalıplı oyuncularla kapanmış durumda. Fotsis, Perperoglou ve Zisis'in şutları da fazlasıyla can yakabilir.

Grubumuzda son üç Avrupa şampiyonundan ikisinin bulunduğunu belirterek bir diğer Avrupa Şampiyonu Rusya'ya geçelim. Sovyetler Birliği olarak gelidkleri turnuvaların tozunu atan Ruslar dağılmanın ardından eski güçlerine bir türlü dönemediler. Buna karşın köklü basketbol gelenekleri en son 2007 yılında onlara bir Avrupa Şampiyonluğu kazandırdı. 2007 kadrosunun en önemli ismi Kirilenko'nun burada olmaması ise güçlerini bir parça azalttı. Yine de Mozgov, Khryapa, Ponkrashov ve J.R. Holden gibi kaliteli isimlerle her zaman sürpriz yapabilecek kapasitedeler.

Grupta dikkat edilmesi gereken bir diğer takım da NBA patentli isimleriyle can yakabilecek olan Porto Riko. Yao Ming'siz Çin ve Fildişi Sahilleri'nin yukarıdaki dörtlüden alacağı bir galibiyet büyük bir sürpriz olur ve gruptaki bütün dengeleri değiştirebilir.

Tahmin:

1. Yunanistan 2. Türkiye 3. Rusya 4. Porto Riko

İnanın böyle yazmak istemiyorum; ama gerçekçi olarak baktığımızda tablo böyle olacakmış gibi görünüyor. Yine de Türkiye'nin ne yapacağını kestirmek oldukça güç olduğu için sıralamayı tahmin etmek de zor. Fırtına gibi bir başlangıç yapıp liderliğe de oturabiliriz, üst üste mağlubiyetlerle son gün oynanacak olan Çin maçına 4. olabilmek için de çıkabiliriz.

Bu maç kaçmaz: 31 Ağustos / Türkiye - Yunanistan

Yukarıdaki tahminim zaten bu maçta ibrenin Yunanistan'dan yana olduğunu düşündüğümü gösteriyor. Yine de Polonya'da Yunanistan ile uzatmaya giden başa baş bir maç oynadığımızı ve ev sahibi avantajımızın en çok ön plana çıkacağını düşünerek ciddi bir şansımız olduğunu da eklemek gerekiyor. Bu maçta oluşacak atmosferin turnuvada bir kes daha yakalanması da oldukça güç olacağından bu maçı kaçırmamak gerekir. E zaten ben de kaçırmamak için biletimi almış durumdayım.

İzlenmesi gereken isimler

1. Hidayet Türkoğlu - Türkiye


Türk basketbolunun uluslararası arenada en çok tanınan yıldızı Hidayet Türkoğlu, Orlando'yu finale taşıdığı unutulmaz sezonun ardından Toronta'da felaket bir sezon geçirdi. Bu kötü sezonun moralsizliğini henüz üzerinden atamamış gibi görünen Hido'ya anlaşılan Phoneix Suns'a takas olması da pek yaramamış. 1 numaradan 4 numaraya kadar her pozisyonu oynayabilecek yetenekte olan Hidayet'in topu getirebilmesi, pas görüşünün iyi olması ve gerek penetrelerle gerekse şutlarla skor üretebilecek kapasitede olması onu ayrıcalıklı kılan özellikleri. En önemli sorunu ise bu yeteneklerinin farkına varmakta zorlanmasına neden olan mental zayıflıkları. 2009'da Most Improved Player ödülünü aldığında Türk basketbolseverlerin çoğu Hidayet'in bu seviyeye çok daha önce çıkabileceğini bildiği için üzülmüştü. Umarız bu turnuvada da gelişme kaydetmek için çok fazla beklemez ve yeteneklerini Türkiye'deki parkelere yansıtarak milli takımın madalya için iddialı konuma gelmesini sağlar.

2. Vassilis Spanoulis - Yunanistan


Yunanlıların "Kill Bill" lakabıyla tanıdıkları Spanoulis'in hem oyun kurucu hem de sutör guard özelliklerini bünyesinde barındırması onu eşsiz kılıyor. Yunanistan'ın altın jenerasyonunun kilit isimlerinden birisi olarak göze çarpan Spanoulis'in NBA kariyeri istediği gibi gimedi; ancak Euroleague'de onu izleyen herkes Kill Bill'in ne kadar özel bir oyuncu olduğunu gayet iyi biliyor. Panathinaikos'un Gate 13 olarak da bilinen meşhur taraftarı onu Panathinaikos'a kazandırdıkları nedeniyle yere göğe sığdıramıyordu; ancak bu yaz ezeli rakip Olympiakos'a imza attıktan sonra yeni lakabı "Yahuda - Judas" oldu. Dünya Şampiyonası'nda göstereceği iyi performanla kendini bir kaç günlüğüne de olsa affettirebilir.

3. J.R. Holden - Rusya


Black Russian lakabıyla tanınan ABD asıllı Rus oyun kurucu J.R. Holden'ın Eurobasket 2007'de maç kazandıran basketi atarak Rusya'yı şampiyon yaptığı an pek çokları için Dünya'daki radikal değişimleri simgeleyen bir andı. O andan 15 yıl önce Rusya'yı (SSCB) siyah bir Amerikalı'nın şampiyon yaptığını rüyasında görenler sabah uyandıklarında soluğu psikologda alıyorlardı. Sadece Rus milli takımında görev almasıyla değil, aynı zamanda 8 yıldır CSKA Moskova forması giyerek takımın en uzun süredir forma giyen oyuncusu olmasıyla da dikkat çekiyor J.R. Holden. İki Euroleague şampiyonluğu kazandığı CSKA'dan takım arkadaşları ile birlikte bu Dünya Şampiyonası'nda da ses getirmeye çalışacak.

Hiç yorum yok: