8 Mart 2010 Pazartesi

Futbol rezilliği....






Türk futbol tarihinin açıklanması en zor günlerinden biri yaşandı Cumartesi günü Diyarbakırda. Maçtan önce açılan üzerinde "azrailler" yazan bu pankarttan da belli oluyordu zaten bir kısım taraftarın maça ne amaçla geldikleri.


Maçtan önce, maç esnasında ve Bursaspor takımı havaalanına polis otobüsleriyle kaçırıldığı sırada sahay ve otobüse atılan taşlar kaya olmaya doğru giden büyüklükteydi. Maçtan önce TÜRKİYE topraklarında yaşayan ve T.C. uyruğuna sahip kişilerce Türkiye'nin milli marşı ıslıklandı. Hakem buna rağmen maçı başlattı ama taşlar durmadı. Her korner, her taç atışında Ali Tandoğan'ın korkarak gittiği tribün kısmı taşlarla doluyordu. Ali her atışta, atışı kullanamadan topu bırakıp kaçıyordu yan hakemin başına gelen onun başına gelmesin diye.



Ve maçın 16.dakikasında Ali Tandoğan'ın korka korka kullanmaya gittiği bir köşe atışında yaklaşık 15 polisin kalkanlarıyla korumaya çalıştığı hakem ve Ali'ye doğru atılan taşlardan biri yardımca hakem Kemal Yılmaz'ın kafasına isabet etti ve olaylar tamamen çığırından çıktı. Hakem maçı tatil ettiğini ancak Bursaspor takımını staddan çıkarttıktan sonra açıklayabildi. Ama şiddet stadda kalmadı. Kendi ülkesinin polisine saldırdı o bir grup. Bursaspor takımının staddan çıkışı savaşa giden bir ordu gibiydi. Önde iki panzer taraftarları dağıtıyordu sıktığı suyla arkadan üç sıra halinde yaklaşık 60 polis yay olarak takip ediyoru panzerleri onların peşinde iki adet polis minibüsü ve en arkada da Bursaspor takımını ve bir grup polisi taşıyan iki polis midibüsü geliyordu. Savaştan farksız bir ortam vardı.


Ve sonuçta Bursaspor takımı taşlanan otobüsüyle camları olmadan içine taş yağarak havaalanına ulaştı. Böyle bir olay dünya futbol tarihinde varmıdır bilinmez ama Diyarbakırspor başkanını da ayrıca bir tebrik etmek lazım.


Kendi kulübünün oyuncuları maçtan önce ellerinde mikrofonla taraftarlarına yalvardılar atmayın diye hatta hayatında ilk defa bu sene ülkemize gelmiş olan Thierry Tazemeta bile tercümanı aracılığı ile yalvardı ama Diyarbakırspor'un başkanı maçtan sonra o kadar rahat bir şekilde "ne olmuş ki bugün?" diyebildi. O'nun için bu kadar doğal olaylar bunlar demekki ama umarım maçtan sonra izlemiştir görüntüleri, Bursaspor otobüsünün içini ve bu akşam yapacağı açıklamadan önce şapkasını önüne koyar ve düşünür ben ne yaıyorum diye. Milli marşı ıslıklayan, hakeme, rakibe ve kendi oyuncularına taş atan sahadaki 25 kişiyi öldürmeyi bile göze alan bu zihniyet umuyorum ki değişir ama çok zor görünüyor. Umuyorum ki bu son olur ve bir daha böyle taraftarlar olmaz ki bu taraftarlık da değil zaten.

Son olarak küçük bir not; eğer Diyarbakırsporlu oyuncuların inandığı kadar ve iyi niyetli oldukları kadar taraftarlar ve en önemlisi kulüp başkanı Çetin Sümer de inanmış ve iyi niyetli olsaydı ve ortalığı karıştırmak için çabalamasaydı eminim ki Diyarbakırspor'unligdeki konumu da bugün çok farklı olurdu.

Hiç yorum yok: