Geçen yıldan bu maça taşınanların başında ikinci gol geliyor. Tello'nun pasıyla Bobo'nun bulduğu goller, Denizli'nin meşhur 26. haftasının ardından pek çok haftanın özet görüntülerinde yer almıştı, dün akşam da bu birliktelik güzel bir golü daha getirdi. Sanıyorum bir kez daha görüldü ki bu takımın en iyi golcüsü Bobo. Maçlara genelde bir gol kaçırmadan başlamıyor; ancak hem gol vuruşları hem de topu ileriye taşımasıyla Nobre'den çok daha kaliteli bir isim olduğu ortada. Bu arada bir başka parantezi de 2000'li yıllarda Beşiktaş'ın sol kanadını tapulayan İbrahim Üzülmez'e açmak lazım. Geçen yıl Antalya'ya karşı oynanan kupa maçında bir gol attığında, taraftar bu görülmedik performansa ithafen "İbo doğru söyle, İbo doğru söyle bugün ne içtin" diye bir tezahürat üretmişlerdi. Ben duymadım ama belki dün akşam da söylemişlerdir; çünkü Deli İbrahim dün akşam ki performansıyla bütün Beşiktaşlıları mest etti. Onca hatasına rağmen her zaman sevilen bir futbolcuydu zaten, bu performansıyla da kariyerine 2002-03 sezonunda Sami Yen'de attığı galibiyet golünün yanında hatırlanacağı ikinci bir maç eklemiş oldu. Kaptan ne içtiyse söylesin, sınav dönemlerinde aynısından ben de istiyorum.
Topuz'un bu fotoğrafına bakarak sonuç paragrafına geçelim. "Ben nerede yanlış yaptım" der gibi sanki. Aslında onun çok da elinde olan bir seçim değildi sarı-lacivertli formayı giymek; ama transfer sezonunun gündem yaratan olayı taraftarın bu maça daha çok önem atfetmesini sağladı. Sözlerimi bitirirken yaşadığım sevincin de satırlara dökebildiğim kadarını aktarayım. Öncelikle dün yazdığım yazıdaki gibi uzun yıllar hatırlanacak bir galibiyet hediye eden Mustafa Denizli ve oyunculara teşekkür ederim. Kolay değil, Beşiktaş Fenerbahçe'ye karşı böyle 3 farklı bir galibiyeti en son Denizli Fenerbahçe'nin başında 6 yabancı sahaya sürdüğünde Nihat, Tayfur ve Nouma'nın golleriyle hem resmen hem de hükmen 3-0 yendiği maçta almıştı. Fenerbahçeliler Beşiktaş'a karşı böyle bir galibiyet arıyorlarsa, son 3 farklı galibiyet için 1986'daki TSYD kupası maçına bakmaları gerek, bir nevi Türkiye Kupası sendromu:) Benim duygularımı anlamak için Kadıköy'deki Galatasaray maçlarını düşünüp empati kurabilirler belki, dilerim şu an hissettiklerimi Beşiktaş'a karşı uzun yıllar hissedemezler. Evet; yarış yeniden başlıyor, şampiyonun yüreğini asla hafife almayın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder