2000'lerin müzik dünyası açısından nispeten verimsiz geçtiğine inananlardanım. Bu inancımın bir dayanağı daha çok Rock müzik takipçisi olmamdan kaynaklanıyor olabilir; çünkü 2000'li yıllarda devamlı olarak kaliteli şarkılar üreten rock gruplarına rastlayamaz olduk. Belki Editors bunun bir istisnası olabilir ama onlar da belirli bir kaliteyi korumalarına karşın çok çarpıcı işlere de imza atamadılar. Bu savımda ikinci bir dayanağı da üretilen müziklerin dönemin dünyayı etkileyen sorunlarına müzik dünyasının duyarsız kalmış olması; çünkü bu durum ister istemez dönemi ele almak isteyen sanatçıları gereken ilhamdan yoksun bırakıyor. Dünya popüler kültürüne egemen olan hip-hop ve elektronik müzik türlerinin de dönemin üretim yerine tüketimi öncelik edinen (veya ettirilen) pasif gençlik kitlelerinin müziği olduğuna inanıyorum. Moist bana kızmasın, bu blogun kapıları onun ele alacağı müzik yazılarına her zaman açık zaten, elektronik müzik dünyasını benden çok daha iyi tanır ve bu dönemde neden ön plana çıktığını da daha iyi tahlil eder muhakkak:) (Moist'in Notu: Moist sana kızmaz. Pasif gençlik sallamaz böyle şeyleri, keyfine bakar :) ) Neyse, konuyu çok dağıtmadan girizgahın başlıkla oluşturduğu kesişim noktasına, yani Oi Va Voi grubuna geçelim.
Londra'da kurulan İngiliz alternatif müzik topluluğu Oi Va Voi (İsim İbranice'de Aman Tanrım anlamına geliyor) kanımca bu verimsiz dönemde "çölde bir vaha" misali bir işlev görüyor. Son yılların egemen politikası olan Küreselleşme'nin getirdiği kültürel çeşitliliği iyi anliz eden grup İbrani ve Doğu Avrupa ağırlıklı olmak üzere dünyanın geleneksel müziklerini hafif bir elektronik(veya drum and bass) sosuyla soframıza getiriyor. Bu arada çağımızın sorunlarına kayıtsız da kalmadan göçmenlik sorununa değiniyor veya Batı'da hor görülen diğer dünya kültürlerine kucak açıyor. Diğer yandan da hayata karşı optimist bir duruşu da sergilemekten geri kalmıyorlar. Son olarak bu yıl çıkardıkları "travelling the face of the globe" isimli albümlerini yeni dinlemeye başladım; ama şimdiden 2009'un en iyi işlerinden birini (belki de en iyisi) çıkardıklarını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Son olarak bu grubu dinlemek isteyenlere aşağıdaki beş şarkıyı öneriyorum. Dinledikten sonra (ya da önceden dinlediyseniz) yazının altını yorumlarınızı bırakabilirsiniz.
1- Refugee, Albüm: Laughter through Tears
2-Ladino Song, Albüm: Laughter through Tears
3- Yesterday's Mistakes, Albüm: Laughter through Tears
4-Black Sheep, Albüm: Oi Va Voi
5- Long way from home, Albüm: Travelling the Face of the Globe
1 yorum:
Grubun son albümünü yeni dinleme fırsatım oldu. Ben de iki şarkı eklemek isterim listeye.
6- Photograph, Albüm: Travelling the Face of the Globe
7- Waiting, Albüm: Travelling the Face of the Globe
ve son olarak listede olması gerektiğini düşündüğüm:
8-Brothers, Albüm: Laughter through Tears
Yorum Gönder