28 Eylül 2010 Salı

1. Yaşımız Kutlu Olsun



Lucky - Radiohead

i'm on a roll,
i'm on a roll this time,
i feel my luck could change.
kill me sarah
kill me again with love.
it's gonna be a glorious day.

pull me out of the aircrash,
pull me out of the lake,
cause i'm your superhero
we are standing on the edge

the head of state has called for me by name
but i don't have time for him
it's gonna be a glorious day
i feel my luck could change

pull me out of the aircrash,
pull me out of the lake
i'm your superhero
we are standing on the edge

Blogdaki ilk yazımın üzerinden tam bir yıl geçmiş. Bugün, ikinci yılımızın ilk gününün tam da benim Hamburg yolculuğumun öncesine gelmesi manidar oldu. Bir yıl önce hayatımıza keyifli bir şeyler katmak, yorucu geçen günlerimizde havamızı değiştirmek adına bloga başlayışımızın bir yıl sonrasında, bazılarımızın hayatında da köklü değişiklikler oldu. Hayata dair aldığımız bu yeni kararlar umarım hepimize mutluluk getirir. Bu yıl içinde benzer kararlar almak zorunda kalacak olan arkadaşlara da şimdiden sabır diliyorum.

1. yıl kutlamamıza Radiohead'in hüzünlü ve muhteşem Lucky şarkısını koymamın altında çok fazla anlam aramayın, sanıyorum bu kutlama işlerinden fazla anlamıyorum. Hayatta şansa fazla inanan biri değilimdir, şans diye bir şey varsa da sahip olduğum pek çok şey yüzünden oldukça şanslı olduğumu biliyorum. Sanıyorum bu satırları yazdığım bu küçük blog da beni hayatta şanslı kılan ayrıntılardan birisi. Bu blogu ayrıntının ötesine geçiren ise içinde barındırdığı dostluklardan yayılan samimiyet hissi. Neyse fazla uzatmayayım, hala şanslı olduğum(uz)a inanmayanlar varsa Bosna savaşı sırasında çekilen bu klibi lütfen bir kez daha izlesinler.

Ama eğer şanslı olmak "gerçekleşme olasılığı düşük olan ve kişiyi mutlu edecek olayların sıklıkla yaşanması" anlamına geliyorsa, bu yeni yolculuğumda şanslı olmaya fazlasıyla ihtiyacım olacak, bu duruma bir itirazım yok.

Blogu açtığım gün yazdığım yazı şu şekilde sonlanıyor: "Şimdiden emeği geçen ve geçecek olan herkese ve bu düşüncemi hayata geçirirken beni yalnız bırakmayan kardeşlerime teşekkür ederim". Bir yıl sonra, bu söylediklerimin hepsinin arkasında durduğumu söyler, buraya emek verip iki satır karalayan herkese tekrar teşekkürlerimi sunarım. Ama öyle sanıyorum ki burayı adam akıllı bir blog haline getiren moist'a buradan ayrı bir teşekkür göndermeme kimsenin bir itirazı olmaz. Diğer arkadaşlar bu satırlardan sitem ettiğimi düşünmesinler, dediğim gibi iki satır yazan herkese katkıları için müteşekkirim. Bloga yazar olan herkesin kendi başlarına birden fazla blog yazacak kadar potansiyelli olduklarının da farkındayım. Ben her sabah sizlerin düşüncelerinizi paylaşmak amacıyla buraya bir iki satır karaladığınızı görmek için aynı umutla bekliyor olacağım. Anlayacağınız yolculuğumuz iki kıta ve üç ülkeden devam edecek Bön Libero ekibi, birinci yaşımız hepimize kutlu olsun.



moist'tan ekleme: çok teşekkürler abicim, hem sana hem de emeği geçen herkese. ama müzik eşliğinde okuyunca bi fena oldu içim. ben de kendi videomu ekliyim istedim. inşallah nice senelere, saldır galatasaray :)

2 yorum:

anadolu kaplanı dedi ki...

öncelikkle yaz helvası'na ve blogumuzdaki herkese bende teşekkürlerimi gönderiyorum. Yaz Helvası blogda yazma fikrini bana ilk söylediğinde çok heveslenmiş ve hemen ısrarcı bir şekilde çabucak başlamak istemiştim, iyiki de öyle yapmışım. Bu sıralar biraz uzak kaldım ve ihmal ettim ama en yakın zamanda geri dönüyorum. herkese tekrara teşekkürler. Nice Yaşlara....

alexander moodle dedi ki...

abi ben de zaman buldukca bu blogda iyi kotu birkac sey karalama fırsatı buldugum icin sana mutesekkirim. (bi sonraki yazımı kritiğini yaptığımız "forma koleksiyonu" konusuna ayırmak istiyorum bu arada :) ) 1 yıl boyunca burayı kimlerin emegi gectiyse, hepsine helal olsun. sana da almanya'da tekrar bol "şans" diliyorum, yolun açık olsun. ntvspor maceranı kıskandığımı da söylemeliyim :D görüsmek üzere