27 Eylül 2010 Pazartesi

NTV Spor Notları


NTV Spor'un, uğruna Almanya gidişini ertelediğim (tabii Beşiktaş maçı olmasa gidişi ertelemezdim o ayrı) izleyici toplantısından çıkardığım notları paylaşmanın vaktidir. Fuat Akdağ, Mehmet Demirkol, Ercan Taner, Mert Aydın, Haluk Yürekli, Murat Caner, Burcu Esmersoy, Sine Büyüka gibi tanınan isimlerle yapılan toplantıya 70 kadar kişi çağrıldığı için benim beklediğim verimlilikte geçmese de, hem fikirlerimi bu ekiple paylaşabilmek hem de onlardan bazı bilgiler almak yeterince tatmin ediciydi. Öncelikle kendi konuşmam ve karşılık olarak aldığım cevaplar:

Kendimi tanıtırken ODTÜ elektrik elektronik mühendisliği isim tamlamasını kullanmam üzerine Ercan Taner'in "Allah sabır versin" demesi okulumuzun haklı şöhretini bir kez daha gözler önüne serdi. Blog yazarlarının konuşmaya başlarken bloglarının isimlerini vermelerini istedikleri için Bön Libero markasını da NTV Spor ailesiyle buluşturmuş oldum. Burcu Esmersoy'un "önlibero mu?" sorusu ve benim "bön" düzeltmemin Mehmet Demirkol'u güldürmesi blog muhabbetini sonlandırdı.

Kanal ile ilgili ilk eleştirim programlarda oyuncuların ve spor dünyasındaki diğer isimlerin ekranlarda çok az yer almasıyla ilgiliydi. Yazıda gönderdiğim "Rijkaard'la Mustafa Sarp'sız 4-3-3'süz bir Euro 88 programı yapılamaz mı?" sorumu yineledim. Mehmet Demirkol ve Ercan Taner'in onaylayan bakışlarıyla işler yolunda gidiyordu; ama Fuat Akdağ'ın toplantının ilk bir buçuk saatlik dilimindeki gereksiz yere uzayan "Rıdvan şöyle, Sergen böyle" muhabbetine olan haklı sitemini benim konuşmamın arasında dillendirmesi talihsizlik oldu.

Bu nedenle Champions derigisine benzer bir formatta yapılmasını istediğim taraftar hikayeleriyle ilgili bir programı anlatma fırsatı bulamadım. Taraftar hikayelerine yer verilsin önerim Euro 2008'de benzer bir program yapıldığı söylenerek geçiştirildi; ama bahsettiğim kameranın dakikada bir ondan ona çevirildiği ve "maçı kim kazanır" sorusunun sorulduğu türden bir program değildi. Konuşmamın sonunda geçtiğimiz ay sonu Borges'in bloguna taşıdığı Dersimli Deniz Naki konusu ile ilgili bir program yapmayı düşünüp düşünmedikleri sorusuna ise tatmin edici bir yanıt alamadım. Bu noktada Ercan Taner bana "Sizce sporda politika olmalı mı?" diye bir soru yöneltti, cümlesini de "Bence olmamalı mesela" diyerek bitirdi. Benim yanıtım ise beni tanıyanların tahmin edebileceği gibi "Sadece sporda değil hayatın her alanında politika vardır ve olmalıdır da" şeklindeydi. Aslında o anda Fransa 98 ve Almanların Türk asıllı oyunculara yönelik "politika"ları üzerine de konuşmayı düşündüm; ama 70 kişinin görüşlerini 2 saate sığdırmaya çalıştığını bildiğim için diğer insanların vakitlerinden çalmamak gerektiğine karar verip teşekkür ederek mikrofonu diğer arkadaşlara bıraktım.


Verilen arada Ercan Taner ve Burcu Esmersoy Spor Aşkı programını sunmak için ayrıldılar. Bu sırada Mehmet Demirkol ile yukarıda gördüğünüz fotoğrafı çektirirken, ona Ercan Taner'in neden sporda politika olmaması gerektiğine inandığını sordum. Mehmet Demirkol'un cevabı beni ikna etmeye yetti: "Eee, Ercan Abi TRT ekolünden tabii".

Oyuncuların hikayelerini aktarmak konusunda NTV Spor'un projeleri olduğunu; ancak kulüplerin kanala çok ciddi engeller çıkardığını bu toplantıda öğrenmiş oldum. Haluk Yürekli'nin verdiği Kewell örneği gerçekten çarpıcıydı. Haluk Yürekli'nin anlattığına göre NTV Spor ekibi geçtiğimiz yıl Çanakkale Savaşı'nın yıldönümünde Avustralyalı Kewell ile ANZAC'lardan ötürü Çanakkale'de bir çekim yapmaya karar veriyor; ancak Galatasaray kulübü helikopterle götürülüp getirilecek olan Kewell ile program yapabilmesi için NTV Spor'dan tam 500.000 dolar talep ediyor. NTV Spor'un gayet mantıklı olarak bu işten vazgeçmesi üzerine de GS TV aynı programı devre arasında gelen Lucas Neill ile yapmaya karar veriyor. Konu hakkında yorumu size bırakıyorum. Diğer kulüplerin de NTV Spor'a aynı şekilde zorluklar çıkardığını anladığımı da eklemem gerekiyor.

Sergen'in 10 dakika içinde zıt şeyler söylemesine karşın içi dışı bir olduğundan ötürü kanalda tutulduğu, Cem Dizdar ve Kanat Atkaya'lı güzel programın reytingleri o kadar güzel olmadığı için kaldırıldığı, Burcu Esmersoy'un ciddi derecede hipermetrop olduğu ve önündeki notları okumakta zorlandığı, Sine Büyüka'nın Galatasaray taraftarı olduğu (Bunu "yorumlarınızda Fenerbahçeli olduğunuzu bu kadar belli etmeyin" diyen arkadaşa cevaben söyledi ve yorum yapan arkadaşın surat ifadesi görülmeye değerdi), Mehmet Demirkol'un 3 yıl önce ODTÜ'de verdiği "Gökhan Zan'ı Arsenal istedi" örneğini vermeye ısrarla devam ettiği, Kaan Kural'ın iyi yorumcu olduğu ama çok fazla konuştuğu için milli maçlarda yorum yapmamasına karar verildiği toplantıda öğrendiğim diğer bilgiler arasındaydı. Murat Kosova'da NTV Spor'a dönüyormuş cümlemize hayırlı olsun. Fotoğrafı niye Burcu Esmersoy'un yerine Mehmet Demirkol ile çektirdiğimi soranlar varsa da aşağıdaki fotoğrafa bakıp Burcu Esmersoy ile fotoğraf çektirme kuyruğunu tahmin etmelerini istiyorum.


Bu fotoğrafta beni bulabilen ilk arkadaşa da benden bir bira hediye.

2 yorum:

moist dedi ki...

abi süpeeeer, vakit buluyim de konuşalım bi ara şunu :)

moist dedi ki...

bi de m.demirkol fotosunu sağa koysana abi. bazen fanatik fenerli gibi konuşsa da az hastası değilim spor servisinin. hala sabah evde olursam sucuklu yumurta eşliğinde izliyorum sektirmeden :)