26 Ocak 2010 Salı

Herkes gider, ama Harry?



dos Santos'a "overrated" diyebilirsiniz, ama yolu Barcelona'dan geçmiş büyük bir isim olduğunu inkâr edemezsiniz. Futbolculuğunu gelip oynadığı takdirde göreceğiz, ama heyecan verici bir isim olduğu da aşikâr.

Taraftarlar olarak büyük bir huzursuzluk ve isyan içerisindeyiz. Giovani dos Santos gibi bir ismin gelmek üzere olduğu söyleniyor ama biz Florya'yı basmaktan konuşuyoruz.

Bu memnuniyetsizliğin sebebi parçalıyı son yıllarda bu kadar güzel taşıyan, hem saha içi hem saha dışı hareketleriyle takımın en sevilen ismi haline gelen Kewell'ın ayrılmasının gündeme gelişi. Sakat bir oyuncunun sözleşmesinin feshedilmesi hiç etik bir davranış değil. Hele böyle bir hareketi Kewell gibi sembol bir isme yapmak yönetim açısından da hiç akıl kârı bir hareket olmaz.

Ama durum bu noktaya gelirse bunun mantıklı bir açıklaması olabileceğini de unutmamak lazım. Herkes yönetimin Kewell'ı istemediğinden bahsediyor. Gazeteler, bu fırsattan istifade, hayal ürünü diyalogları mizah dergisi havasında yayınlamaya başladı. Böyle haberler yayınlayan muhabirlerin en sansasyoneli artık yönetimin yalanlamaya bile tenezzül etmediği Erhan Telli.

Seçimler yaklaşırken, taraftarı arkasına almayı başarmış bir yönetim, dos Santos pahasına bile olsa Kewell'dan vazgeçmeyi istemezdi. Peki istenmeyen Kewell değil de bizsek? Yani Harry aslında kalmak istemiyorsa? Rijkaard'ın bu durumdan haberi varsa ve Nisan'a kadar oynamayıp Mayıs'ta takımdan ayrılacak bir oyuncunun yerini doldurmak istiyorsa? Bu bana çok daha mantıklı bir açıklama gibi geliyor.

Kewell'ın ücretinde yüzde yüze yakın bir artış istediği konuşuluyor. Bu artışın takım içindeki dengeleri bozacağını düşünmüyorum Keita ve Elano'nun aldığı parayı düşünecek olursak. Harry'nin istediği artış kulübe 1 milyon € civarında bir yük getirir ama ekonomik konuların sorun olmaması lazım Kewell gibi bir oyuncu için.

Bu durumda Kewell'ın Marsilya'ya veya başka bir takıma gitmeyi kafasına koyduğu şüphesi gündeme geliyor.



Takımla adı anılan büyük isimlerin taraftarın bir anda Nonda'ya nasıl sırt çevirmesine yol açtığını gördük. Nonda'nın da bu olaylardan dolayı psikolojisinin bir hayli bozulduğunu düşünüyorum. Bu sene Nonda'nın takımdaki son senesi gibi gözüküyor. Transfer edilen isimler o kadar önemli ve beklentilerin yüksek olduğu isimler ki 32 yaşındaki yabancı bir forvetle yabancı kontenjanını doldurmak mantıklı gözükmüyor.

Ayrıca Nonda'nın sakat olduğu bahanesiyle idmanlara çıkmadığı ve Rijkaard'ın ondan memnun olmadığı da dolaşan dedikodular arasında.

Öte yandan Keita ile beraber harika işler yapan ve 15 gol atarak takımı sırtlayan bir Nonda var ortada. Hatta bir sene daha faydası dokunabilir diye düşünüyorum bazen. Ve yine iddia ediyorum, Nonda bu sene bu takımda olmasaydı, işler çoktan karışmıştı Galatasaray için.

Düşünüyorum, düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum. Bekleyip görmek lazım. Rijkaard da düşünmüştür, ama benim aksime işin içinden rahat çıkmıştır :) En doğrusunu yapar teknik ekip ve yönetim; bundan eminim. Kewell veya Nonda gidici olmasa dos Santos transferine teşebbüs bile edilmezdi diye düşünüyorum.

Sonuç ne olursa olsun benim açımdan buruk bir transfer olur dos Santos'un gelmesi. Çünkü Nonda da Kewell da bize çok faydalı olmuş isimler. Kewell efsane olma yolunda hızla ilerlerken Nonda da senelerdir sempatikliğiyle, alçakgönüllülüğüyle içimizde yer edinmiş bir isim.

Futbolda oluyor böyle üzücü ayrılıklar. İşin içine taraftarın duygusallığı, futbolcunun para hırsı giriyor. İşler karışıyor. Ama ne olursa olsun, herkes gidiyor, biz kalıyoruz. O yüzden takımı yıpratacak şeylere kulak asıp da haksız yere takımın başındakileri suçlamamak gerekiyor.

Hiç yorum yok: