21 Ocak 2010 Perşembe

Jô!



Bir gün boyunca hiç ses çıkmadı resmi siteden. NTVSpor her zamanki gibi tedbirli davranıp "Jô iddiası" şeklinde haber geçerken Lig TV "Hoşgeldin Jô" kliplerini döndürüyordu. Dünkü kısa yazıda da resmi sitede görmeden kesin konuşmak istemediğimi söylemiştim.

Sonunda beklenen haber geldi. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Brezilya'nın umut vadeden oyuncularından biriydi Jô. İngiltere ona yaramayınca bu umutlar biraz söndü açıkçası. Everton'da yaşadığı, bizim de çok aşina olduğumuz izinsiz Brezilya yolculukları ve Hughes ile yaşadığı problemler onun disiplinsiz yönünü ortaya koyan hadiseler oldu. Yaşadığı gol kısırlığı, City'nin petrol zengini olması ve transfer edilen oyuncular, vatandaşı Elano gibi kadroya girememesine yol açtı. Geçen sene bu zamanlar Everton'a kiralık olarak gönderildi, performansı nasıldı bilemiyorum ama istatistik olarak fena bir ikinci yarı geçirmedi. Bu sezonun ilk yarısında da kiralık olarak Everton'daydı ama gol atamadı. İzin almadan ülkesine gitmesi de kadro dışı kalmasıyla sonuçlandı.

Everton'ın bu sene Avrupa Ligi'nde olduğunu ve Jô'nun da Avrupa maçlarında oynadığını hatırlatalım. Bu da demek oluyor ki bu sezon bizimle Avrupa maçlarına çıkamayacak Jô. Yani bu transfer Baros'un At.Madrid maçında oynayamayacak olmasından dolayı duyduğumuz acıyı dindirmeyecek.

Peki bütün bunlar Jô'yu kötü bir transfer yapar mı? Asla! Ama Everton'da yaşadığı, bizim Lincoln'den alışık olduğumuz problemleri yaşamayacağımız da kesin değil. Öyleyse neden bu harika bir transfer?

Öncelikle disiplinsizliğinden başlayalım. Lincoln'le yaşanılan sorunların arka planında Adnan Sezgin ve Michael Skibbe'nin olduğunu unutmamak lazım. Yönetim Michael Skibbe'yi göndererek, Adnan Sezgin'i de futbol takımından mümkün olduğunca uzaklaştırarak bu olaylara duyarlılığını göstermiş oldu.

Ayrıca Barcelona'da Rijkaard'ın takım içi sorunlardan ağzının yandığını biliyoruz. Ancak şunu göz önünde bulundurmak lazım; Jô, Ronaldinho ve Eto'o gibi Rijkaard'a kafa tutup büyük sorunlar yaratacak derecede büyük bir isim değil. Ve Rijkaard ile Neeskens Barcelona'da yaşananlardan ders almayacak kadar ahmak değil. Jô'nun disiplinsiz hareketlerini minimuma indireceklerine dair güvenim çok büyük.

Sonuç olarak Jô, özlediğimiz, ait olduğumuz turnuva olan Şampiyonlar Ligi'ne direk katılmak için yapılmış bir transfer. Ve yaşına bakacak olursak, eskiden olduğu gibi Şampiyonlar Ligi'nin vazgeçilmez takımı olmak yolunda tekrar yola çıktığımızın bir göstergesi.



Jô'yu dünyanın tanıması Vagner Love'lı CSKA günlerine dayanıyor. Umarım parçalıyla CSKA'da bıraktığı yerden devam eder. Hem hava hakimiyeti hem de hızıyla çok ekstra bir oyuncu gerçekten.

Jô'nun İngiltere performansınına gelecek olursak; bu adamın İngiltere'deki performansını bir değerlendirme kriteri olarak görmek mantıklı gelebilir ilk başta. Ama Kewell ve -özellikle- Baros'un İngiltere maceralarını düşününce bu yaklaşımın ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gerek.

Bu transferi muhteşem kılan nokta -eğer doğruysa- satın alma opsiyonuyla gerçekleşmiş olması. Bu konuda hala çelişkili şeyler söyleniyor, o yüzden kesin bir şey söylemek mümkün değil ama City'nin Elano'yu elden çıkarması gibi Jô'yu da elden çıkarmak isteyeceğini düşünmek hayalcilik olmaz. Yağı, pardon, petrolü bol gelen Arap'ların ne forvete, ne de kendilerini 5-10 milyon € kâra geçirecek bir gence ihtiyaçları yokmuş gibi duruyor. (Edit: Sanırım GSTV satın alma opsiyonunun bizde olduğunu açıkladı?)




Brezilya Milli Takımı'nın formasını 10 kez giymiş olan Jô'yla ilgili bir başka not da ilk milli maçında Türkiye'ye karşı oynaması. Ayrıca Elano ile hem City'den hem de milli takımdan iyi bir arkadaşlıkları olduğu söyleniyor.

Bu transferin hemen ardından Giovani dos Santos haberleri gelmeye başladı. Çoğu blog takipçisinin de güvenilir bir kaynak olarak göreceği Penne Giovani dos Santos transferinin bittiğini söylüyor. Ben yine de resmi siteyi bekleyeyim havaya girmeden önce :)

Bu akşam mutlu bir transfer haberiyle noktalandı. Ama beraberinde yüzlerce soru geliyor insanın aklına. dos Santos gelirse kim gidecek? Bu takımın şu an en golcü oyuncusu konumunda bulunan Nonda'yı göndermek doğru mu? Baros'un sözleşmesini kurcalamak ne derece etik? 6+2'nin +2'si kimler olacak? Bunları da başka yazıya bırakmalı... Kafam bu kadar soruyu şu an kaldırmayacak.

Hoşgeldin Jô!


Yahu bak, Gökhan Ünal transferine değinmeyi nasıl unuttuk? Fenerbahçeli arkadaşlara hayırlı olsun dileklerimi de ileteyim bu vesileyle :)

Hiç yorum yok: