20 Haziran 2010 Pazar

Roland Garros'dan Akılda Kalan 5 Olay


Tenisseverleri yarın başlayacak olan Wimbledon'ın heyecanı sarmışken, sezonun 2. Grand Slam'i olan ve yoğunluk nedeniyle yazamadığım Roland Garros'dan akılda kalan 5 olayı not düşmek istedim. İşte Avustralya Açık'ın aksine ortaya büyük sürprizler çıkaran Fransa Açık'tan satırbaşları:

1. Dirty Schiavone


Justine Henin'in 3 yıl üst üste kazandıktan sonra tenisi bıraktığını açıklamasının ardından kadınlarda 3 yıldır sürpriz şampiyonlar çıkaran Roland Garros'ta bu yıl gerçekten büyük bir sürpriz gerçekleşti ve 17 numaralı seribaşı olan Francesca Schiavone 29 yaşında ilk grand slam şampiyonluğunu kazandı. Bu sonuç Schiavone'yi Grand Slam kazanan ilk İtalyan kadın tenisçi yaptı. Bu turnuvada gördük ki Avustralya Açık'taki Serena Williams - Justine Henin finalinden sonra kadınlar tenisinin geri döndüğünü söyleyip biraz erkenden ötmüşüm. Bu turnuvada da sıkıcı maçlar ve sürpriz sonuçlar başını aldı gitti. Neyse, değerlendirmeleri bir kenara bırakıp 1.66'lık bu İtalyan'a tebriklerimizi gönderelim. Özellikle Game, Set&Mats programında "fizik dezavantajını nasıl kapatıyorsun" sorusuna "Heart(Kalp)" cevabını vererek pek çok tenisseverin sempatisini kazanmıştı. Nasıl bir oyun tarzı benimsediğini sorduklarında da "Diğer oyuncular kirli(dirty) oynadığımı söylüyorlar" diyen Schiavone'nin kirli hali fotoğrafa da yansımış durumda.

2. Savulun Nadal Geliyor


2009 Avustralya Açık'ı kazanmasının ardından herkesin "Bu yıl 4 grand slam'i birden kazanabilir" dediği Rafa Nadal'a dizleri izin vermemiş ve İspanyol raket uzun süre tenis kortlarından uzak kalmıştı. Avustralya Açık öncesi yavaş yavaş dönüş sinyallerini veren Nadal'ın yeniden zirveye oturması ise şüphesiz en sevdiği turnuva olan Fransa Açık'ta gerçekleşti. Toprak kortların kralı Nadal, bu yıl toprak sezonunda katıldığı bütün turnuvaları kazanarak geldiği Roland Garros'da set dahi vermeden görkemli bir geri dönüşe imza attı. Nadal'ın Fransa Açık'taki 5. şampiyonluğu, ona dünya sıralamasında 1 numarayı yeniden getirdi. Kortları Vamos sesleriyle inleten İspanyol'un Wimbledon'da neler yapacağını da merakla beklemeye başladık.

3. Federer 24'ü göremedi


Üst üste 23 grand slam'de yarı final oynayarak akılları baştan alan bir performansa imza atan Federer 24. grand slam olan Roland Garros'a çeyrek finalde veda etti. Geçtiğimiz yıl kariyer grand slam'ini tamamladığı finalde karşısına çıkan Robin Söderling, Federer'den set dahi alamamıştı; ancak bu kez kendine güvenli oyunu ile majestelerinin serisine son vermeyi başardı. Benim gibi Fedex hayranlarını üzen bu durum Federer'i saçma ATP puanlaması nedeniyle 1. sıradan etti. Yine de bu durumu kendisine soran gazetecilere "Her güzel şeyin bir sonu vardır" diyen Federer'in pek üzülmediğini görmek bizleri rahatlattı.

4. Yeni Umut Sammy


Şu an için adı Grand Slam Şampiyonları listesinde yer almasa da, bu turnuvada kadınlar tenisi adına en ümit verici olay Samantha Stosur'un müthiş yükselişi oldu. Finale kadar ilerlediği turnuvada Henin, Serena Williams ve Jankovic'i elemeyi başaran Sammy'nin bu isimlerin hepsini eleyip turnuvayı kazanamaması gerçekten büyük bir şanssızlık; ama finalden sonra Schiavone'nin ona söylediği gibi "Henüz genç ve ileride turnuvalar kazanacak". Schiavone bu turnuvada büyük bir sürprize imza attı; ama Stosur bu oyununu devam ettirebilirse kadınlar tenisi yeni bir büyük şampiyon ile tanışabilir.

5. Henin vs. Şarapova


Nadal'ın set vdermeden kazandığı erkekler turnuvasında konuşulacak pek bir şey olmadığı için turnuvanın maçını da kadınlar tarafından seçtim. Sammy Stosur'un Serena Williams'a karşı oynadığı maç da turnuvanın maçı olmaya adaydı; ancak iki gerçek şampiyonun iki güne yayılan maçı gerçekten etkileyiciydi. İki gerçek şampiyondan bahsediyoruz; ancak Henin iki yıldır tenise ara verdiği, Şarapova'da moda çekimlerinden tenis oynamaya vakit bulamadığı için bu maç daha çok iki eski şampiyonun geri dönüş aradığı bir maçtı. İlk seti zorlanmadan 6-2 kazanan Henin, maçı da kolay kazanacak gibi duruyordu; ama Şarapova uzun süredir kendisinden göremediğimiz bir direnişe imza atarak maçı 1-1'e taşımayı başardı. Son set havanın kararması nedeniyle bir sonraki güne taşındı. Bu güne hızlı başlayan Şarapova Henin'ın servisini kırmayı başardı ve 2-0 öne geçti, Henin 3. oyunda kendi servisinde 0-40 geriye düştü. Herkes maçın Şarapova'ya gittiğini düşünürken küçük Belçikalı geri döndü, oyunu çevirmeyi başardı. Yetmedi bir de Şarapova'nın servisini kırdı ve psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. Son seti 6-3'le kazanıp yoluna devam eden Henin belki turnuvayı kazanamadı; ama bizlere unutulmayacak bir maç daha hediye etmiş oldu.

Hiç yorum yok: