2 Ekim 2009 Cuma
Parasız Yatılı - Füruzan
- Geciktik mi acaba? Çocukların çoğu gelmiş.
Hademe kadın ilgisiz,
- Parasız yatılı imtihanlarının çocukları hep erken gelir. Hiç gecikmezler.
İstanbul'a yaptığım her ziyarette sürekli olarak uğradığım yerlerden biri de Yapı Kredi Kültür Yayınları'nın İstiklal Caddesi'ndeki kitabevidir. Sizi kitaplarla başbaşa bırakan huzurlu bir atmosferi vardır bu kitabevinin. Yaşar Kemal'in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanını ve ilk Cogito dergimi aldığım bu yere yaptığım en son ziyarette beni kapağındaki kızın masum ifadesiyle kendine çeken Füruzan'ın Parasız Yatılı isimli kitabı oldu. Okuduktan sonra anladım ki bu güzel kitabevinden kötü bir kitap almak gerçekten imkansız.
Füruzan, kitabını oluşturan 12 kısa öyküsünde gerek taşradan kente taşınarak gerekse bir evdeki bir ölümün ardından yeni hayatlarına alışmaya çalışan insanların hüzünlü hikayelerini sade ve samimi bir dille okuyucusuna aktarıyor. Pek çoğu yoksullukla veya toplumdaki sınıflı yapının getirdiği sorunlarla boğuşan karakterleri bu dünyaya sessizce tutunmaya çalışan "kaybedenler" olarak tanımlayabiliriz. Yalnızca beldiye haritalarında kente dahil olan ancak kent hayatından soğuk bir keskinlikle dışlanan varoşlarda yaşayan insanların hikayeleri akıcı bir şekilde anlatılıyor bu kitapta. Füruzan'ın kelimelerle oluşturduğu ahenk bir nehrin usulca akışına benziyor, okuyucusunu alıp yeni diyarlara sürükleyen. Yine Füruzan'dan alıntı yaparak bu öykülerin cana can katılarak yazılmış olduğunu söyleyebilirim.
Edirne'nin Köprüleri benim öyküler arasında en beğendiğim oldu. Bunda kuşkusuz benim ailemin de öyküde anlatılan gibi Balkan göçmeni bir aile olmasının da etkisi var. Hala Adile'nin gerek tavır gerekse konuşmalarının benim ailemde tanıdığım insanlara oldukça benzediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu da Füruzan'ın gözlem gücünü ortaya koyuyor. Bir başka ilginç tesadüf de bu hikayeyi okurken İstanbul - Gümülcine (Yunanistan) arasında bir otobüs seyahatinde olmamdı. Kitabı Trakya topraklarında dolaştırarak bu ailenin göçtükleri topraklara duydukları özlemi bir nebze giderebildiysem ne mutlu bana.
Kitapla ilgili değinmek istediğim son nokta da Füruzan'ın kullandığı dilin sinema uyarlamaları için çok elverişli olması. Füruzan'ın 'Benim Sinemalarım' ve 'Gecenin Öteki Yüzü' isimli romanlarının filmleri de yapılmış durumda. Ben Parasız Yatılı kitabında değinilen konuların son dönem Türk sinemasıyla oldukçe fazla ortak konu içerdiğini düşünüyorum. Ortak bir sinema akımından bahsedemesek de son dönemde sıklıkla Taşra - Kent arasındaki sıkışan hayatlar ve varoşlara gelip kentte aradığını bulamayan insanlar ortak bir öge olarak Türk sinemasında mevcut. Örnek olarak Nuri Bilge Ceylan'ın Kasaba, Uzak, Üç Maymun; Zeki Demirkubuz'un Masumiyet ve Kader; Derviş Zaim'in Tabutta Rövaşata filmlerini gösterebiliriz. Umarım Füruzan'ın Parasız Yatılı kitabındaki öyküler de Türk yönetmenlerinden ilgi görür ve bu öykülerden birini sinema perdesinde görebiliriz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
gerçekten çok güzel kitap.
özgürlük atları favorim.
Yorum Gönder