Küçük bir yurdun küçük bir odasında uyuyorum. Bir kaç hafta olmuş İstanbul'a geleli yatılı okumaya. Uzattıkça uzatıyorum uykumu evden uzak kalmanın acısını hafifletmek için. Ama daha fazla izin vermiyor yan odadan gelen esrarengiz, güçlü melodi. Öyle bir haykırıyor ki kiraz mevsiminin sevişme vakti olduğunu. Kalkıyorum, içim kıpır kıpır oluyor bir anda. Unutuyorum gurbet acısını, sorumluluklarımı. Kapısını çalıyorum yeni tanıştığım arkadaşımın odasının. O sabah bu yeniliklere bir yenisi daha ekleniyor, Ezginin Günlüğü'yle tanışıyorum. Merakla alıyorum arkadaşımın elindeki albümü, bir daha da bırakmıyorum. Yaşadıkça daha iyi anlıyorum şarkıları, daha çok kapılıyorum ezgisine. Soğuk bir kış gecesinde sevgilimden ayrıldıktan sonra koşuyorum son otobüse yetişmek için. Elimde bir bilet var ama cebimde tek kuruş yok. Nafile yetişemiyorum sonuncu sefere. koyuluyorum saatler sürecek olan yola aklımdaki şarkıyla:
...
Saat çok geçti, kafamız bir hoştu.
Son vapura yetişemedik.
Yollar boştu ama belki de düştü.
Doya doya gülüşemedik.
...
Koskoca sıkıntılarla boğuşuyor küçük varlığım. Eşyalarımı kaybediyorum, kayboluyorum, evimi özlüyorum. Kendime kızıyorum İstanbul'dan daha çok; ama yine de yalnız bırakmıyor beni Ezginin Günlüğü:
...
İstanbul İstanbul dedim sana geldim.
İstanbul İstanbul geldim de ne buldum.
Anam ayırmazdı gözünü.
Söylemişti dinlemedim sözünü.
Yıllardır unuttum artık yüzünü.
Beni ne dertlere saldın İstanbul.
Beni ne dertlere saldın İstanbul.
...
Yeni sevgilere açılıyorum Martı'nın kanat çırpışı gibi:
...
Bırak uyusun şu deniz kanatlarının altında
Gel gezmelere gidelim biz bulutların asfaltında
Hiç yaşamışız gibi olacak sonunda
Ben kendi yoluma güneş kendi yoluna
...
Güzel sevgilerin ardından ayrılıklar giriyor araya. Ama ben aşkın bitmediğini biliyorum:
...
Aşk bitti
Elimden sanki minik bir balık akıp gitti
Aşk bitti
İçimden sanki bir şeyler kopup gitti
Aşk hiç biter mi
Boşlukta kaybolup gider mi
Aşk hiç biter mi
...
Hayattan aldığım en büyük dersi dinliyorum kulaklarımla. Gerçek sevgiyi bulmak için ve hayattaki amaçlarımı gerçekleştirmek için hiç pes etmemeyi, pişman olmamayı öğreniyorum şimdi de:
Yakınıyorum sanma peşi sıra
Geçip giden gençliğimin.Pişman olur mu hiç bir günlük ömrü olan sinek
Bala yapıştığı için
Uç yine uç deseler uçarım
Hep aynı dala konarım
Kendi göğümde kanat açarım
Hep aynı ateş yanarım
Yakınıyorum yakınıyorum sanma
Pişman olur mu hiç
Bir günlük ömrü olan sinek
Bala yapıştığı için
Yakınıyorum sanma peşi sıra
Geçip giden gençliğimin
Yeni mutluluklar, sevgiler ve sıkıntılar oldukça yeni anlamlarla karşıma çıkıyor Ezginin Günlüğü. Ben halen büyüyorum ama Ezginin Günlüğü eskimiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder