
Euro 2000 ve 2002 Dünya Kupası'nda Zlatko Zahovic'in önderliğinde boy gösteren Slovenya, bu altın yılların ardından ilk kez büyük bir şampiyonda boy göstermeye hak kazandı. 2 milyon nüfuslu bu küçük ülkenin turnuvadaki beklentilerini ise bu yazıda ele alacağız.
Beklentiler:
Turnuvaya katılan 32 ülkeden en küçüğü Slovenya, Güney Afrika biletini elde ederek beklentileri fazlasıyla aştı. Geçtiğimiz yılın Nisan ayında Kuzey İrlanda'ya 1-0 mağlup olmalarının ardından kimse 6 maç sonunda 8 puanı bulunan Slovenya'nın play-off'lara kalmasına ihtimal vermiyordu; ancak onlar kalan 4 maçlarını da gol yemeden kazanarak play-off oynama hakkını elde ettiler. Otoriteler, play-off'larda Slovenya ile eşleşen Rusya'nın en şanslı kurayı çektitğine inanıyorlardı. Bu nedenle Rusya'da oynanan ilk maçta bitime on dakika kala Slovenya'nın skoru 2-1'e getiren golünü kimse önemsememişti. Slovenya play-off'un ikinci ayağında 1-0'lık galibiyeti elde edince deplasmanda atılan bu gol Dünya Kupası biletini Slovenya'ya getirmiş oldu. Slovenler, Avrupa'nın çeşitli liglerinde forma giyen oyuncuları bir araya getirerek iyi bir takım oluşturmayı başaran Matjaz Kek'e çok şey borçlu olduklarını biliyorlar. Buraya kadar gelebilmelerine defansif kaliteleri oldukça yardımcı oldu ve 3 maçın grup sonuçlarını belirlediği Dünya Kupası'nda bu avantajları onlara çok şey kazandırabilir. İngiltere, ABD ve Cezayir ile karşılaşacakları C grubunda turu geçebilmek için yeterli tecrübeye sahip olmamaları ise turnuvada onları sıkıntıya sokabilir.
İyimser Senaryo:
Dünya Kupası'na kalmaları zaten oldukça iyimser bir senaryo içinde yaşadıklarını gösteriyor; ancak tarihlerinde ilk kez gruplardan çıkmayı başarmaları unutulmaz bir Dünya Kupası yaşamalarını sağlar.
Kötümser Senaryo:
Bu turnuvaya kendilerinden daha büyük bir sürprize imza atarak katılan bir takım varsa o da Cezayir'dir. Slovenya'nın bu Afrika temsilcisinin arkasında kalması taraftarlarını üzecektir.
Muhtemel Kadro:
Diziliş: 4-4-2
Kaleci: S Handanovic
Defans: Jokic - Brecko - Suler - Cesar
Orta Saha: Koren - Kirm - Birsa - Radovsavljevic
Forvet: Novakovic - Dedic
Oyuncuların pek çoğunun gerek milli takım gerek kulüp düzeyinde bu kadar üst düzey bir turnuva tecrübesi yaşamamış olması şüphesiz bu kadronun en büyük eksiği. Oturmuş kadroları ve birbirine alışkın futbolcularıyla bu eksiğin üstesinden gelmeye çalışacaklar. Ne kadar başarılı olabileceklerini ise Dünya Kupası'nda göreceğiz.
Yıldız Oyuncu: Robert Koren(WBA)

29 yaşındaki Slovenya kaptanı, Matjaz Kek'in ona kaptanlığı vermesinin ardından takımın liderliğine soyundu ve "yeni Zahoviç" olarak adlandırılmanın verdiği baskıdan da kurtuldu. Takımda premier league tecrübesi bulunan yegane oyuncu Koren ve orta sahadan takımı yönetirken sakinliğini korumasını belki de bu tecrübeye borçlu. Koren, yaratıcı oyunculardan beklenen pek çok özelliği bünyesinde barındırıyor; ancak bir eksiği var: Gol yollarında beklenen katkıyı verememek. Milli takım formasıyla yalnızca dört golü bulunan Koren, bu elemelerde yalnızca iki gol buldu ve bu gollerde 5-0'lık San Marino maçında geldi. Dünya Kupası'nda Slovenya'nın, onun istikrarlı bir performans göstermesine çok ihtiyacı var.
Patlama Yapması Muhtemel İsim: Samir Handanovic (Udinese)

Slovenya Ligi'nde yalnızca 7 maç oynadıktan sonra henüz 19 yaşında Udinese tarafından transfer edilen Handanovic, İtalya'da 3'ü kiralık olmak üzere 4 takımda forma giydi. Rimini'yle 2. ligde gösterdiği performans, De Sanctis'in Udinese'den ayrılmasının ardından siyah-beyazlı ekipte birinci kaleci olmasını sağladı. Kendine güvenen oyunu önünde kurulu defansları oldukça rahatlatıyor ve Slovenya milli takımının elemelerde yalnızca dört gol yemesi bunun önemli bir kanıtı. Dünya Kupası'ndaki yedeği de kuzeni Jasmin Handanovic olacak.
Bir Portre: Milivoje Novakovic (Köln)

1.92'lik golcü elemelerde attığı beş golle takımın skor yükünü çeken isimdi. Novakovic'in kariyerinde Daum'un da önemli bir yeri var. Köln ikinci ligdeyken takımın başına geçen Daum, Novakovic'i kaptanlığa getirdi. Bu sorumluluğun altından başarıyla kalkan Novakovic, sezonu 20 golle gol kralı olarak tamamladı ve Köln'ün Bundesliga'ya yükselmesinde önemli bir rol oynadı. Bu aynı zamanda Novakovic'in Bulgaristan 1. liginden sonra gol krallığını ikinci kez kazanışıydı. Daum'un ayrılmasının ardından kaptanlıktan ayrılan Novakovic, kariyerinin en önemli dönemini bu yaz geçireceğe benziyor. Slovenya'lılar, kupada akılda kalacak bir performansa imza atmak için onun gollerine fazlasıyla muhtaçlar.








Ankaraspor: Ligde sadece 4 maç yapabilen Ankaraspor daha sonra illegal olaylar nedeniyle Bank Asya 1.lig'e düşürüldü. Oyuncularının çoğu Ankaragücü'nün yolunu tutarken geri kalalar da başka takımlara dağıldılar ve takım genç isimlere ve altyapıdan gelenlere kaldı. Bütün sezonu maç yapmadan geçiren ekibin önümüzdeki sene Bank Asya'da neler yapacağı merak konusu.
Antalyaspor: Diğer sezonlara oranla Mehmet Özdilek takımın başına geçtikten sonra büyük aşama kaydeden Antalyaspor sezonun sürpriz ekiplerinden oldu. Türkiye kupasında Fenerbahçe'yi yenerek çeyrek finale çıktılar ve çeyrek finalde Galatasaray'ı eleyerek yarıfinal oynayarak büyük bir başarı yakalayan ekip ligede de başarılı bir grafik çizdi ve sezonu 9.sırada tamamladı. Önümüzdeki sezon Antalya şehri de takıma biraz sahip çıkarsa daha da güzel işler yapabilirler.
Bursaspor: Sezonun ve hatta Türk futbolunun mucizesini gerçekleştirdi bu sezon Bursaspor. Bir sezonda 4 büyüklerin tamamını yenerek imkansızı başararak 26 sene sonra Anadolu'dan ilk Şampiyonu çıkardılar. Bütün sezon boyunca inanılmaz bir performans ortaya koyarak sezonu zirvede bitirdiler ve gerçekten bir tarih yazdılar. Bu şampiyonluk umuyorum ki son olmaz yepyeni bir başlangıç olur ve Anadolu takımlarımız da artık büyüklük kavramını ortadan kaldırmak için çaba gösterirler, kaderlerine razı görüntülerini değiştirirler. Tekrara tekrara tebrikler Bursaspor.


Eskişehirspor: Sezonun bir başka sürpriz ekibi de Eskişehirspor oldu. Sezonun ikinci yarısında biraz düşüşe de geçseler ligi 7.sırada bitirmeyi başardılar. İyi transferlerle başladıkları sezonda sakatlıklardan dolayı istedikleri oyunu ve kadroyu çok az maçta görebildiler. Devre arasında Sezer Öztürk, Erkan Zengin ve Aydın Yılmaz'ın takıma katılması çok faydalı oldu ve sonucunda da bu 7.lik geldi. Çok iyi bir taraftar kitlesine sahip bu ekibe daha üst sıralarda görmemize çok az kaldı. Yaz Helvası'nında artık daha fazla desteğini görmek istiyoruz Eskişehirspor'a.
Kasımpaşa: Yılmaz Vural'ın takımın başına geçmesinden sonra toparlanan ve topladığı puanlarla ligi 41 puanla11.sırada bitirmenin yanında genç ve tecrübeli oyuncuları çok iyi kaynaştırarak kaliteli bir takım oldular. Yetişen genç oyuncuların verdiği ümit bu takımı ileriki zamanlarda daha da yukarılara taşıyabilir.
Kayserispor: Ligimizin en istikrarlı takımlarından biri olan Kayserispor sezonu alışılmışın biraz altında da olsa yine üst sıralarda 8.sırada tamamladı ve bir de Ariza Makukula'nın müthiş performansıyla kulüp tarihindeki ikinci gol kralını çıkardı. Her sene olduğu gibi lige fırtına gibi başlayıp sezonun ilk yarısında müthiş bir grafik çizen ekip ikinci yarıda yine duraklama ve gerileme dönemine girince 8.likle yetinmek zorunda kaldı. Kayserispor her sene yaşadığı sezonların ikinci yarılarındaki motivasyon kaybını yaşamazsa önümüzdeki yıllarda çok daha başarılı olabilecek güce sahipler.
Gaziantepspor: Geçmiş dönemlerine göre kötü bir sezon geçiren ekip ligin ikinci yarısında biraz daha toparlanmış bir görüntü çizdi. Önümüzdeki sezona Jose Couceiro'nun yerine takımı Bülent Uygun'a emanet eden Gaziantepspor şehrin de takımı sahiplenmesiyle eski günlerine döneceğine inanıyorum.


























Bu takım ve bu hoca için çok fazla şey yazmak istiyorum ama şu anda şampiyonluğun coşkusunu yaşayacağım için şampiyonluk yazımı en yakın zamanda uzun uzun yazacağım. Bursaspor takımı ve Ertuğrul Sağlam'a gerçekten çok ama çok teşekkür ediyorum....