15 Mayıs 2010 Cumartesi

Gogol Bordello: Trans-Continental Hustle


Yaz günlerini getirirken dinlemesi en keyifli gruplardan biri olan Gogol Bordello'nun albümü ilaç gibi geldi. Alternatifler arttıkça zeka düzeyi düşen "küresel" müzik piyasasında bu grup gibi alternatiflerin hala barınıyor olması umut verici. 2005 yılında yayınladıkları Underdog World Strike albümleriyle dikkat çeken grubun çingene müziğiyle rock müziğini birleştirmeleri, oldukça dinamik ve muhalif bir tarz yarattı. Gogol'e mizahi üslubundan dolayı atıfta bulunan grubun Bordello kısmına değinmek istemiyorum, nedenini kendilerine sormak lazım:)

Festival performansları efsane haline gelen grubun albüm kayıtları daha az tercih edilse de, eğer bir gün bir festivalde yolunuz bu grupla kesişirse neler duyacağınız hakkında fikir vermesi için albümü dinlemek gerekiyor. Son albümlerinde Pala Tute, My Companjera ve Immigraniada gibi temposu yüksek şarkılar solist Hütz'ün harika performansıyla bir adım öne çıkıyor. Trans-Continental Hustle, Raise the Knowledge gibi şarkılarda ise alttan alta verilen küreselleşme karşıtı mesajlar ve devrime yapılan göndermeler, muhalif müzik dinleyicisinin ruhunu okşayan cinsten. Manu Chao'nun açtığı hem eğlendiren hem düşündüren yoldan ilerleyen Gogol Bordello'nun bu son albümünü mutlaka edinin. Grubun myspace sayfasında yer alan intro'dan aldığım bir kısmı, grubun duruşunu daha iyi analiz edebilmek için aşağıya ekliyorum. Albümdeki şarkılarla birlikte yazının tamamına ise buradan ulaşabilirsiniz.


"But getting back... it is as easy as one plus fucking three. The more sources of inspiration you have, the better off you are; the happier you go through your day towards a more enjoyable night; the better you generally walk through the fire; and so on life-ward to the next drink (Russell's 'Strategies of Being'). But economics these days so strongly rule the arts, and for obvious reasons favor English-speaking product, that it does not provide you with any info on actual real music at all. Even if you are a curious soul and ventured out to get something different, you very well end up with Buddha Bar or Putamya record products which promises you something exotic but basically are traps for yuppies who would like to fancy themselves cultured. That is basically like attending a belly dance class in Wyoming with the hopes to understand Muslims. Even if a good artist shows up on a compilation like that, after a label's re-mastered his work he comes across as nothing but an ass-licking background singing for Starbucks coffee shop. This situation also prolongs total ignorance and confusion. You'll find millions of people not knowing if they support or oppose Globalization simply because they dont know what it means, or, thanks to great products like Global Lounge compilation, you will find people who celebrate Globalization. And you'll think, 'Wow, man, I never thought that new Colonialism can be such a great cause for a party...' "

Hiç yorum yok: