20 Mayıs 2010 Perşembe

Dünya Kupası Finalistleri #21 - İsviçre


2006 Dünya Kupası play-off maçlarının ardından bazıları tarafından milli düşman ilan edilen İsviçreliler, 4 yıl sonra bir kez daha Dünya Kupası'na katılırken biz yine arkadan bakmakla yetiniyoruz. Artık Gökhan ve Eren'in varlıklarıyla biraz sempati duymaya başladığımız İsviçre'nin, veya eski Roma'da adlandırıldığı şekilde Helvetia'nın (ki Panini çıkartma albümlerinde hep bu isimle anılırlar) bu turnuvadaki şansı ne kadar?

Beklentiler:

Yunanistan'ın Avrupa Şampiyonluğu sonrası birinci torbadan eleme kuralarına katılması, İsviçre'ye piyangonun vurması anlamına geliyordu. Buna karşın, kendi evlerinde düzenledikleri Euro 2008'de milli takımımızın bulunduğu grupta elenmelerinin ardından, bu elemelerde de Lüksemburg'a yenilerek şok bir başlangıca imza attılar. İlk maçların ardından deneyimli teknik direktör Ottmar Hitzfeld'in önderliğinde bir araya gelmeyi ve grup liderliğini almayı başardılar. Bu eleme süreci içinde takımdaki önemli değişikliklerden biri Twente'nin golcüsü N'kufo'nun ilk onbire yerleşmesi ve golleriyle takımı sırtlaması oldu. 1954'den bu yana çeyrek final göremememiş olan İsviçreliler'in üzerinde yine de fazla baskı yok. Bunun en önemli nedeni de İsviçre'nin futbola olan ilgisinin oldukça düşük olması. Muhtmelen İsviçre curling takımının oyuncuları curling Dünya Kupası öncesi daha fazla stres yaşıyorlardır. Yine de göçmen sorunlarıyla ırkçılığın giderek tırmandığı Avrupa'da futbol takımlarına entegrasyonun sembolü olarak bakan ülkelerden biri de İsviçre ve N'kufo'lu, Gökhan ve Eren'li bu takımda işlerin iyi gitmesi İsviçre yetkililerine iyi bir reklam fırsatı verecektir. Dünya Kupası'nda H grubunda yer alacak olan İsviçreliler; İspanya, Şili ve Honduras ile karşı karşıya gelecekler. İspanya'nın mutlak favori ve Honduras'ın mutlak gidici olduğu düşünüldüğünde Şili ile oynayacakları maçın ikinci tur bileti anlamına geldiğini görüyoruz.

İyimser Senaryo:

Çapraz eşleşmedeki ölüm grubu ve kendi gruplarında İspanya'nın varlığı, onların en iyimser senaryolarının ikinci tura çıkmak olduğunu gösteriyor. Bunun ötesine geçerlerse küçük çaplı bir mucizeye imza atmış olurlar.

Kötümser Senaryo:

Güney Afrika sıcağının yanına eklenen Latin rüzgarı, Alplerde yaşamaya alışmış İsviçrelilere fazla sıcak gelebilir. Bu da grup maçlarının sonunda bavullarını toplayıp ülkelerine dönemeleri anlamına geliyor.

Muhtemel Kadro:

Diziliş: 4-4-2

Kaleci: Benaglio

Defans: Lichtsteiner - Grichting - Djourou - Magnin

Orta Saha: Behrami - Huggel - İnler - Barnetta

Forvet: Frei - N'Kufo

2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bulunan Ottmar Hitzfeld'in elinde alternatifli; ancak çok da yetenekli olmayan bir kadro mevcut. Sahaya çıkan onbirin Avrupa liglerinde tecrübe kazanmış oyunculardan oluştuğunu görüyoruz. Bunun yanında Eren Derdiyok ve Gelson Fernandes gibi genç oyuncular da görev aldıkları zaman faydalı olabilirler. Hitzfeld'in başını ağrıtabilecek tek problem ise milli tkaımın en golcü ismi olan; ancak bu yıl sakatlıklarla boğuşan Frei'ın 2002'de Hakan Şükür'ün yarattığı bunalımın bir benzerini takım içinde yaratması.

Yıldız Oyuncu: Tranquillo Barnetta (Bayer Leverkusen)


Yetenek sıkıntısı çeken İsviçre'nin izlemesi en çok keyif veren oyuncusu Tranquillo Barnetta. Elemelerdeki bütün maçlarda görev alan Barnetta, Ottmar Hitzfeld'in de değişmezleri arasında yer alıyor. Genellikle kanatlarda görev alsa da, zorunlu hallerde oyun kurucu olarak da görev yapabiliyor. 2002'de Avrupa Şampiyonu olan U-17 takımının da bir üyesiydi ve 2006 Dünya Kupası'nda gösterdiği performans, Bayer Leverkusen'deki yerini de sağlamlaştırdı. Özellikle başa baş geçen maçlarda kilidi kırmak için İsviçre'nin Barnetta'nın sihirli ayaklarına ihtiyacı olacak.

Patlama Yapması Muhtemel İsim: Gökhan İnler (Udinese)


İsviçre doğumlu Türklerden Gökhan'ın milli takımıyla 2010 Dünya Kupası'nda göstereceği performans kariyeri açısından da belirleyici olacak. Udinese'deki kontratı mayıs ayı itibariyle bitmiş durumda ve zamanında Arsenal'in dahi talip olduğu Gökhan İnler'in turnuvada göstereceği performansa göre soluğu Turkcell Süper Lig'de alması da olasılık dahilinde. 2004-05 sezonu başında Fenerbahçe'de denenen; ancak Cristoph Daum beğenmediği içiçn serbest bırakılan Gökhan'ın kariyeri Zürih'e geçtikten sonra parlamaya başaldı. Burada iki yıl üst üste şampiyonuk yaşayan Gökhan, İsviçre milli takımının davetini kabul etti ve kısa sürede adını hem milli takımın hem de Udinese'nin değişilmez isimleri arasına soktu. Kuvvetli yapısı ve oyun görüşüyle klişe haline gelen çift yönlü orta saha oyuncusunun iyi bir örneğini oluşturuyor. Umarım bu Dünya Kupası'nda göstereceği performans ile Avrupa'nın büyük kulüplerine geçmeyi başarır.

Bir Portre: Blaise N'Kufo (Twente)


Zaire doğumlu N'Kufo'nun kıtalar arasında dolaşan ilginç kariyeri şu günlerde zirve yapmış durumda. 7 yıldır formasını giydiği Twente'nin mucizevi şampiyonluğunun mimarlarından biri olan N'Kufo, 4 yıllık aranın ardından yeniden giymeye başladığı İsviçre formasıyla 34 yaşında ilk Dünya Kupası'nda boy gösterecek. Kariyerine isviçre'de başlayan golcü, 14 yıl önce Katar'da forma giymekteydi, turnuva sonrasında ise MLS'de Seattle Sounders FC forması giymek üzere ABD'nin yolunu tutacak. Bu maceralı kariyerin en özel sayfalarından birine bu yaz imza atacağı için Ottmar Hitzfeld'e ne kadar teşekkür etse azdır. Tabii Hitzfeld'de elemlerde attığı 5 golle Dünya kupası yolunu açan N'Kufo'ya bu teşekkürleri fazlasıyla iade edecektir.

Hiç yorum yok: