3 Şubat 2010 Çarşamba

Uzaylı Galatasaray!


"Oyun kuran stoper" ve "iki yönlü orta saha", "uzay takımı" denilen geyiğin en önemli parçalarından. Bu işi yapması istenen isimler ise Neill ve Mustafa. Kaptırdıkları topların haddi hesabı yok. Yenilen her baskıda sulanmış buz parçası gibi darmadağın oluverdiler.

Antalyaspor pas atılan her oyuncumuza anında bastı ve oyunumuzu gayet güzel bir şekilde bozmayı başardı. Biz aynı baskıyı yapmaya üşenince de top sürekli Antalyaspor'da kaldı. 3 yediğimiz Ankaragücü maçındaki gibi, rakibin paslaşmasını Barcelona'yı izler gibi izlemesi lazım bizimkilerin. Özellikle ilk yarıdaki Antalya için. Mehmet Özdilek, Yılmaz Vural'ı andıran antipatik hareketler edinmişse de takır takır oynayan bir takım yaratmış. Türkiye Kupası'nı da ciddi bir hedef olarak belirlemiş. Normalde bu kadar presi yapan Anadolu takımları 30. ve 60. dakikadan sonra dilleri dışarda gezer. Ama Antalyaspor son dakikaya kadar aynı azmi gösterip her topa bastı.

Rakibin bu kadar pres yapması, bizim oyundan daha fazla oyuncu düşürmemiz anlamına gelmeliydi isabetli paslar atarak. ama en ufak baskıda hatalı pas yapan, teknikten yoksun oyunculardan kurulu bizim atak başlatmamız gereken bölge. Durum böyle olunca da fark yemememiz büyük şans. Neyse ki Elano pas atmayı bilen tek isim olarak ilerisi için birazcık umut verdi. Ayhan'ın ise son kullanma tarihi geçmiş.

Jô ve Gio'dan birinin yerine adam gibi bir ön libero, Neill yerine de adam gibi bir stoper alınsaydı bu takım ikinci yarıda çok farklı olurdu. Baros'un -başka bir deyişle adam gibi bir forvetin- yokluğu da hissediliyor ama işler daha oraya gelmeden aksıyor.

Ufuk'un da duran toplarda saçma sapan çıkışlar yaptığını gördük. Zamanlaması çok feciydi. Yediğimiz ilk golde topun sekmesi Ufuk'u şaşırttı. İkinci golde de Necati'nin harika şutuna yapılabilecek çok bir şey yoktu. Yani gollerde hatalı olduğunu düşünmesem de Ufuk hiç güven vermedi bu maçta. Servet'e attığı uçan çift yumruk tam bir komedi.

Antalyaspor'la oynadığımız lig maçında bizi kurtaran Nonda'yı da analım buradan.

Söylemek istediğim bir şey daha var ki, sürekli konuşulan "Büyüklere karşı nedir bu hırs? Şampiyon mu olacaksınız?" itirazları gibi anlaşılmasın. Madem Antalya'nın yorulmak bilmeden oynayacak kapasitesi var, bu kapasiteyi her maçta kullanmalılar. Bu her Anadolu takımı için geçerli. Ama senelerdir bundan yoksunlar. Puan alınan her İstanbul maçından sonra düşüşe geçiyorlarsa, büyümeyi de haketmiyorlar. Uğur'un ayağını biçip sonra da artistlik yapan Necati bu gün bu kadar hırslı ve konsantre olmuş bir şekilde oynadıysa, çıksın tüm sezon adam gibi oynasın. Kaleciyi çaresiz bırakacak şutlar atsın, geriye gelsin gol çıkarsın, insanlar adam gibi futbol izlesin. Anadolu takımı şampiyon olup da Avrupa'da bizi rezil edecek diye korkmayalım biz de. Yoksa Antalyaspor'u Necati ve Veysel'in öpüşmesiyle duyarız anca.

Hiç yorum yok: