10 Aralık 2009 Perşembe

Note to Self #2


* Aralık başında bitirme projesinin "yarısını bitiren", 20'li yaşlarına geldiği halde "ev ödevi"ni sektirmeden, hatta iki hafta önceden yapan temiz yüzlü ama içi geçmiş arkadaşlarımız (arkadaş dediysem, lafın gelişi); gitmek için can attığınız Amerika'da bir söz vardır, bildiniz di mi?

* Microp labında yap(ama)dıklarına bak, bir de kendine bak. Hala aynı şeyi okumak istiyor muyum?

* Tatil öncesi hasta olduysan kendini karantinaya al. Yoksa o tatil asla yakanı bırakmaz.

* Dünya Rakı Haftası'nı geçen senelerde neden kutlamadık? Her fırsatta kutlayarak acısını çıkar.

* Maradona'yı da rakı içmeye çağır. Ama dikkat et, başka şey içirmesin.

* Sigara içen "Note to Self" güzeli arama; Scarlett'ten güzeli yokmuş.

* Aralık'ta hava sabahın yedisinde bile karanlık olurmuş.

* Eğer şu an doğru yerde olsaydım, bir çorbadan çok daha azı ile, son iki senede yaşadıklarımdan çok daha fazlasını hatırlıyor olacaktım.

* Gittiğin her yerde gözlerinin aradığı "biri" varsa, ama "biri" itibarıyla bu dünyanın en saçma şeyiyse, şöyle bir silkelen ve kendine gel. (Check.)

* Gördün mü? Şimdiden "Yuh, amma saçmalamışım!" dedin.

* Fenerbahçe'nin durumu ne kadar kötü olursa olsun, Galatasaray'ın puan kaybettiği bir maçtan sonra Akın'ın telefonlarına çıkma. Bu kadar da olmaz ki kardeşim :)

* Aziz Yıldırım'dan öğrenmemiz gereken çok şey var. Helal olsun. Kendisine "Dön Bebeğim" isimli şarkıyı armağan et.

* Bıvakıyovum blog yazarlığını!

Hiç yorum yok: