Şu sıralarda Kafka okudukça içinde depreşen varoluşsal bunalıma, bölümümüzde okumanın getirdiği bunalım da eklenince çok sevdiğimiz yazarımız Akın K. ister istemez blogumuzun kapsama alanı dışına çıktı, bu nedenle de onun hem mizah hem de müzik anlayışına pek uyduğunu düşündüğüm filmi yorumlamak da bana düştü. Öncelikle kendisine 1 yıla yakın süredir aradığım bu filmi bana verdiği için bir kez daha teşekkürlerimi sunarım, zira bu film benim mizah anlayışıma da oldukça uygun düşen bir filmdi. (kaba tabiriyle izlerken yarıldım diyeyim bari de şurada birbirimizi kandırmayalım) Ayrıca "kült film" olarak kabul pek az film eleştirmenlerden de olumlu notlar almayı başarmıştır, işte Spinal Tap de bu filmlerden birisi. Bunun başlıca göstergelerinden birisi de filmin DVD'sinin genellikle dünyada sanat sineması denince akla gelen filmlerin en kapsamlı koleksiyonlarından birisi olan Criterion Collection ( amblemi de sağ tarafta blogumuzu onurlandırmaktadır) amblemiyle satışa sunulmuş olmasıdır.
Bir kült film denilince beklentiler filmin sorguladığı kavramlardan ziyade filmin oluşturduğu karakteler ve unutulmaz diyaloglara yoğunlaşıyor ister istemez. Spinal Tap bunları fazlasıyla içinde barındıran bir film, bunun yanında çağını tanıklık etmek gibi bir sanat eserinin asli görevini de başarıyla yerine getiriyor. İngilizlerin 80'li yıllarda bağımsız komedi filmleri yapmakta oldukça başarılı olduklarının Withnail&I (ki o filmde de oldukça komik bir metalci karakter vardır) ile birlikte ispatı adeta.
Bu filmde Spinal Tap grubu ile Guns'n'Roses, Metallica, Mötley Crüe gibi rock gruplarının, yani 80'li yılların dar pantolonlu çocuklarının başarısız bir parodisini yapmaktalar. (Parodi değil Spinal Tap elemanları başarısız, tekrar belirtelim) Bu arada rock müziğin ve dönemin popüler kültürünün geçirdiği değişim (çiçek çocuklar ve Beatles benzeri televizyon sahneleri hayli keyifliydi) de yönetmen tarafından ti'ye alınmış. Aslında Spinal Tap grubu üzerinden rock müziğin kısa tarihi de bu şekilde izleyiciye aktarılmış. Grubun eski bir şarkısını radyoda duyduktan sonra, radyodaki DJ'in artık "şimdi neredeler" grubuna dahil olduklarını söylemesi ve bunun üzerine asılan suratlar da rock müziğin sona yaklaştığının habercisi gibi.
Ancak o gün için hemen paniğe kapılmaya gerek yok; çünkü rock müziğin önünde yaşanacak görkemli bir on yıl duruyor. Ne yazık ki rock'n'roll şarkıları yüksek kaliteye sahip olsa da, artık sistem eleştirisi yaparak gerçek değerinin bulan ve gençlik kültürü olarak adlandırılan 60'ların rock kültüründen oldukça uzaklar. Bunun yerine heavy metal müzik, Schwarzenegger ve Stallone gibi kaslı erkek modelinin de işaret ettiği beden fetişizmi ve erkek egemen dünyanın reklamını yapan bir nesne haline gelmiş durumda. Aslında neo-liberal düşüncelerin ve küreselleşmenin sahneye çıkış hazırlıkları içinde apolitik yaşam tarzına bir meşruiyet sağlamakta, ABD belli ki bu sahneye kendi gücünü gösterecek güçlü bir erkek gibi görünerek çıkmak istemiş. Bu beden fetişizminin göstergelerini Spinal Tap'in kapak tartışmalarında da görmekteyiz. Bu arada kendilerinden daha fazla ilgi gösterilen ve albüm kapağı da istediği şekilde yayınlanan rock yıldızının arkasından Spinal Tap'in üyelerinin İngilizvari biçimde "wanker" demeleri de bu bağlamda hayli ironik. Bunun dönem eleştirisinin yanında resimde görülen 11 mevzusu gibi pek çok komik sahne de filmin 80 dakikalık süresinin su gibi geçmesini sağlıyor.
Bu filmi ve dönemin müziklerini buradan herkese tavsiye ediyorum. Rock müziğin gündemden düştüğü şu günlerde Akın K. ile benim tarafımda yer alan bir isim belki diğer arkadaşların metal müzik hakkındaki fikirlerini de değiştirir diye umarak aşağıdaki resimle yazıyı sonlandırıyorum. Evet Megan, eminiz ki Mötley Crüe "girls,girls,girls" şarkısında burgundy lips derken senin dudaklarından bahsediyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder