Oyunun geneline bakınca maçı kimsenin sallamadığı belli. Hatta ben de sallamamışım, zira saat 19.30'a kadar maçın şifresiz kanalda olduğundan bile haberim yoktu. İlginç oldu 4 maçımızın şifresiz verilmesi.
Beşiktaş - CSKA maçında öyle bir an vardı ki o andan sonra Beşiktaş kendine gelemedi: Tello'nun ilk yarıda kaçırdığı net gol. O anın bir benzerini Aydın'la yaşadık. Bunun üzerine bir de Servet gibi performansı "Ayıboğan"lıktan "hamal"lığa alçalan bir stoperiniz varsa bir bakmışsınız geriye düşmüşsünüz.
Keita, Alparslan ve diğerleriyle çok uyumsuz gözükse de izlemesi güzeldi. Kendi başına "takıldı" sahada. Keita'yla anlaşamasa da -ki bu çok normal- Alparslan'ı beğendim. Kendi kanadında oynamamasına rağmen ters ayaklı oluşunu hücumlarda çok etkili kullandı.
Golü atınca zaten çekingen oynayan Sturm Graz oldu size Grazspor! Bu takımın sahasında 9-10 kişi ile bekleyen takımları bir şekilde çözmeyi öğrenmesi gerek eğer ligde bir şeyler yapmak istiyorsak. Böyle Anadolu takımlarına karşı bizimkiler beyinsiz tavuklara dönüyor: Duvara toslayıp "Aaa. Duvar." diyorlar ve dönüp aynı duvara tekrar çarpıyorlar. Hücum konusunda Avrupa'da çok sıkıntı çekmeyiz. Ama sırf hücumla olmuyor bu işler. O yüzden başarı Haldun Üstünel'in alacağı savunmacılara bakar şu durumda.
Kapanışı yine hayran olduğum abilerimle yapayım. Frank ve Johan üstatlarım, Harry'yi tutun, kaçmasın. Hazır sözleşmeler masaya konmuşken, siz de uzatıverin kontratları, ilerde bir de ona kafamızı takmayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder