19 Aralık 2009 Cumartesi

Galatasaray 1 - 0 Gençlerbirliği: Sonunda Başardık


Haftalardır ayağımıza gelen fırsatı teptik. Sonunda şeytanın bacağını kırdık. 1-0 değil 3-0'lık maçtı. Verilmeyen gollerden bahsetmiyorum. Arda'nın eli doğru. Kewell'ın ofsaytı da doğru ama bir insanoğlu o ofsaytı nasıl o kadar net görür hala anlamış değilim. Hatta Gençler'in sol bekindeki oyuncunun (Hurşut olabilir) sol ayağı Kewell'dan önde mi, hala karar veremedim. O yüzden "Vay bee yan hakeme bak!" yourmlarına güler geçerim. Ya korkudan, ya şansına ya da kasıtlı kalkmış bir bayrak.

İyisiyle kötüsüyle heyecanlı bir maç daha izledik. İkinci yarı biraz kabusa dönüştü ama geneline bakınca oyun gerçekten keyif verdi. Servet'in şişirme damarı tutmadığı anlarda top bizdeydi. Garanti paslarla topa daha çok sahip olmaya baktık hep. Durum böyle olunca ve ileride de bu kadar yaratıcı oyuncular oynayınca ilk yarıda birçok pozisyona girmeyi başardık. İkinci yarıda ise yine bir Galatasaray savunması klasiği izledik. Meftime sebep olacaklar yakında. Antalyaspor maçı sanki hiç oynanmamış gibi bu kadar benzer hatalar yapılmamalı.


Kader Keita... Seni bulana, bonservisini ödeyene, bu takıma getirene şükürler olsun! Ki bu Haldun Üstünel oluyor sanırım. Hatta ve hatta seni doğurana bile şükürler olsun! Ki bu kesinlikle Haldun Üstünel olmuyor :)



Ve Elano. Elano çok sıkıntılı bugünlerde. Kendisiyle dalga geçen "Aziz" gazeteci ve yorumculara, "Lincoln geri gelsin" diyenlere kapak yetiştiremiyormuş. Ben de bu satırlar vesilesiyle kendisine biraz yardım edeyim istedim. Zaman geçtikçe Elano bizi, biz de Elano'yu daha iyi tanıyoruz. "Tries killer balls often."



Arda'nın bu maçtan sonra gözümde hiçbir ayrıcalığı kalmadı. Zihnimin Arda'dan sorumlu bölümü "tabula rasa"dır an itibariyle. Bundan sonra kendine çeki düzen verip vermemesi, ikinci yarıdaki hal ve tavırları benim gözümdeki Arda'yı netleştirecek.

Maç boyunca boşta bekleyip pas atması için tepinip çıldıran Elano'ya pas vermemek için elinden geleni yaptı. Fantastik "Tsubasa" hareketlerine bile kalkıştı. Elano ise inadına Arda'ya ve Arda'nın koşu yoluna harika paslar çıkardı bu tavırlara hiç aldırmadan. Arda'nın Elano'ya verdiği nadir paslardan biri maçın tek golüyle sonuçlandı.

Arda Elano'nun aldığı parayı mı çekemiyor? İsminin büyüklüğünü mü çekemiyor? Futbol adına Elano'dan fazla bir şey yapmış da mı çekemiyor? Arda'nın Elano'yu ve kariyerini kendisininkiyle kıyaslayabilmesi için Elano kadar adam olmayı öğrenmesi lazım her şeyden önce. Arda kendi kişisel kaprislerini bu formanın üstünde tutup Hakan Şükür ve "abiler" kutuplaşmasını yaratacaksa hiç durmasın hemen gitsin. Bizim karnımız doydu artık böyle aptalca gruplaşmalara.


Bu taraftar Kewell'ın sempatikliğine ve içten gülümsemesine kapılıp gitmedi sadece. Klasik deyimiyle "oyunu her an değiştirebilecek" bir adam. Aslan parçası. Kewell sarhoşu olduk Galatasaraylılar olarak. Santrforluğa da ısınıyor gibi. Fiziksel olarak biraz daha kuvvetli olsaymış çok etkili bir forvet olurmuş. Bu arada golden sonra Elano'yla yaptığı sevincin ne anlama geldiğini bilen varsa beri gelsin.


Son satırlar Hollandalı aslanlarımıza rezerve. Sonunda aldıracaksınız bana o atkılardan.

Tamam, hastanızım. Size duyduğum saygı ve hayranlıktan gözüme perde inmiş vaziyette. Ama şu Servet'in kafasına bi' vurun da şu topu "tap" edip şişirmesin artık. Bir de şu ofsayt taktiğini tekrar bir değerlendirsek? Ama yanlış anlamayın, siz iyi böyle derseniz böyle iyidir, hiç itirazım yok :)

2 yorum:

Yaz Helvası dedi ki...

Gerçekten gol sevinci Harry "Cool"a yakışmadı bence, karizmayı çizdirdi sanki biraz. Bir de bloga da yazmış olayım; lütfen "Harry Cool" densin tezahüratta, Kewell deyince hece uymuyor kardeşim. Ayrıca adam "cool" olduğu için vurgu var orada,lütfen sevgili Galatasaraylılar.

Arda'ya da biraz fazla yüklenmişsin abi, ben bir rakip takım taraftarı olarak söyleyeyim, bir BJK-GS maçına GS'den sahaya kim çıkmasın deseler tereddütsüz "Arda" derim, adam çok farklı bir yetenek. İkinci yarı ortalarında Mustafa Sarp'a havadan attığı pas killer pass'in kralıydı bence. Bir de Elano'nun yarattığı defansif zaaflar var, orta sahayı ikinci yarı başında GB'ye teslim etti Galatasaray, onu da değerlendirmek lazım.

moist dedi ki...

Ya abi Arda'nın yeteneğine itirazım yok. İlk yarıda da ayağının dışıyla, tek topla bir pas bıraktı Kewell'ın önüne. Şahaneydi tek kelimeyle. Ama bu yetenekle olacak iş değil sadece. Arda'nın yarattığı tehlike kadar Elano'ya pas atmayıp aptalca top kaptırdığı veya geriye döndüğü pozisyon var. Hakan Şükür de yetenekliydi. Ama adamın kariyerinin yarısı sevmediği adamları klupten postalamaya çalışmakla geçti. Fatih hocasını, Emre abisini çok fazla örnek almış olacak ki, "gavur" Elano'yu koyu bir Hristiyan diye takımdan göndermeyi kafasına koymuş. Bunun dedikoduları da vardı zaten ama ben "olmaz öyle şey" diye kulak asmıyordum. Sene olacak 2010 biz hala H.Şükür'ün tarikatlaşma zihniyetiyle uğraşıyoruz.

Ayrıca Elano'nun yarattığı defansif zaafları iki tane ön libero kapatamıyorsa o işi de bizim yöneticiler düşünsün. M.Sarp akıllı olsun gaza gelip kalenin içine girmemeyi, olmayacak toplara pres yapıp alan boşaltmamayı öğrensin. Elano oynuyor diye savunmanın zaafını adamın omzuna yüklemek haksızlık bence. Arda da sezon başında Elano'nun pozisyonundaydı, Elano daha çok geriye yardıma gelmesine rağmen Arda oynarken zaaf falan yoktu, "Milli takımın savunması" vardı. O savunma uçtu ihale Elano'ya kaldı. Verin şu Fabian'ı da rahatlayayım be.